Progestan25 mg/ml IM 5 Ampül Etkin Maddesi. Progestan 25 mg/ml IM 5 Ampül ilacının etkin maddesi olan Progesteron, orjinal ismiyle Progesterone maddesinin Milli Tıp Kütüphanesi kayıt numarası (CAS No) 57-83-0 olup, molekül ağırlığı 314.4617 g/mol, formülü ise C 21 H 30 O 2 dir. Progesteron maddesinin hamilelik / gebelik kategorisi B'dir, bu etkin madde bulunan ilaçlar ağız Spinalanestezi ile doğum yapanlar, istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde daha erken yenidoğan bebeklerini emzirmiştir (p 0.05). Ancak genel ve spinal anestezi ile sezaryen doğum yapma ile LATCH emzirme tanılama ve değerlendirme ve emzirme öz yeterlilik ölçeğinden aldıkları puan ortancaları arasında istatistiki açıdan Herkeseyeniden Merhaba Bu video diğer videolarımdan biraz daha farklı.Çok konuşmuş,boş konuşmuş olabilirim fazla detay vermiş olabilirim geçin oraları :))Ha Progestan iğne Progesteron İçeren İlaçlar Nelerdir?Şebnem 👄 henüz 22 yaşındayım çok azdım! balık tombul porno balık etli götten sikiş porno izle balık etli çıplaklar balık, etli, götten, sikiş sex video balık etli çıplaklar balık etli götten sikiş. beni ilk arayan çok şanslı Telefon Numaram: 06 Editör: porno. erken emeklilik son dakika. 31-01-2022 13:35:53. Emekli olmak için bekleyen milyonlarca vatandaşı yakından ilgilendiren önemli gelişmeler yaşanıyor. Emeklilik tarihini öne çekmek isteyen vatandaşlar kanunda bulunan ilgili maddeleri yakından takip ediyor. Kanunda belirlenen maddeleri yerine getirenler erkenden emekli olabiliyor Karaktersizliğine mavi boncuk tak ki şerefsizliğine nazar değmesin. Senin akıl yaşın bana abla diyor. O kadar güzel seni seviyorum diyordu ki yalanını seveyim diyemedim. Aynen. Ya kırdığın kalpte sen varsan. Güzel laf ha. Geçen gün çok güzel tablo gördüm almak istedim ayna çıktı. AaEEdz. kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenlerPROGESTAN'i aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ- Damar içinde pıhtı, beyin kanaması oluşmuş ya da geçmişinizde bunlar var ise- Ağır karaciğer yetmezliğiniz var ise- Bilinen ya da şüphelenilen meme veya genital organ tümörünüz var ise- Nedeni belli olmayan vajinal kanamanız var ise- Ölü düşük durumu tespit edilmiş iseBromokriptin ve Aminoglutemid içeren ilaçlar ile birarada aşağıdaki durumlarda DİKKATLE KULLANINIZ- Geçmişinizde depresyon öyküsü var ise,- Sara, migren, astım veya böbrek fonksiyon bozukluğunuz var ise,- Uyku hali oluşturabilme riski nedeniyle gece yatarken almanız tavsiye yiyecek ve içecek ile kullanılmasıTok karnına almanız kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız. Emziriyorsanız bu ilacı kullanmayınız. Araç ve makina kullanımıBaş dönmesi ve uyuklama hali yapabileceğinden araç ve makine kullanırken tedbirli içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeleri hakkında önemli bilgilerPROGESTAN, fıstık yağı araşit yağı içermektedir. Eğer fıstık ya da soyaya karşı alerjiniz varsa bu ilacı ilaçlar ile birlikte kullanımıBromokriptin'le bir arada kullanılmamalıdır. Ketokonazol, progesteronun karaciğerde yıkımını azaltarak etkisini artırır. Karbamazepin, fenitoin, rifampin ve aminoglutemid progesteronun karaciğerde yıkımını arttırarak etkisini bitkisel ürün olan St. John's wort progesteron düzeyini azaltabilirEğer reçeteli yada reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınız ise lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz. Depresyonu Anlamak Depresyon farklı kişileri farklı biçimlerde etkiler. Duygusal veya fiziksel olmak üzere geniş alanda belirtilere sebep neler sebep olur? Rahim Boyu Serviks Kanseri Rahim boynu serviks kanseri 35 yaş altı kadınlarda görülen vakalarda meme kanserinden sonra ikinci sırayı kanserinin gelişmesi yıllarca sürebilir. Hamile olduğunu öğrenen ve bunu isteyen bir kadının ilk ve en büyük endişelerinden birisi düşük yapma olasılığıdır. Çevresinden duyduğu pekçok düşük öyküsü bu endişelerini daha da arttırır. Gerçekten de düşük her 5 hamile kadından birinin başına gelen ve çok sık karşılaşılan bir durumdur. Bu düşüklerin çok büyük bir kısmı da maalesef önlenemez nedenlerden kaynaklanmaktadır. Özellikle hamileliğin ilk haftlarında görülen erken düşüklerin neredeyse tamamına yakını o gebeliğe ait kromozomal anomaliler nedeni ile yaşanmaktadır. Bir başka deyişle düşükle sonuçlanan gebeliklerin önemli bir kısmında zaten anomalili ve yaşama şansı olmayan bebekler söz bu bilimsel gerçek bir yana düşük olayı yaşayan hemen tüm anne adayları daha sonraki gebeliklerinde de benzer bir olayı yaşama endişesine kapılırlar ve tekrar düşük yapmamak için bazı önlemler almayı isterler. Bu amaçla ilk yaptıkları şey jinekologlarına başvurarak araştırma yapılmasını istemektir. Hatta düşük gerçekleştikten sonra düşük materyali ya da küretaj ile elde edilen dokuların patolojik incelemeye gönderilmesi çok yaygın bir uygulamadır. Ancak düşük materyalinde patolojik incelemenin çoğu zaman hiçbir yararı yoktur. Patolojik inceleme sonucu eğer bir mol gebelik ya da dış gebelikten şüphe edilmiyorsa jinekoloğa herhengi bir bilgi vermez sadece incelemeye gönderilen materyalin bozulmuş bir gebeliğe ait dokular içerdiğini e-posta ile gelen sorularda gerekse yüzyüze görüşmelerde düşük olayı yaşayan pekçok kadının bu tür bir patoloji raporunu gösterip “inceleme de yapıldı hiçbirşey bulunamadı acaba ben neden düşük yaptım ve bir dahaki gebeliğimde de aynı sorun olur mu?” şeklindeki sorusu ile karşılaşıyoruz. Oysa o patoloji raporunun zaten düşüğün nedenini açıklaması beklenilen birşey değil. Eğer düşük materyali patolojik inceleme yerine genetik incelemeye gönderilse belki bir neden bulunabilir ancak bu da tek bir sefer yaşanan düşüklerde tedavi yaklaşımını değiştirmez. Öte yandan kadınların yaklaşık %1’ini etkileyen ve 2 ya da daha fazla sayıda gebeliğin arka arkaya düşük ile sonuçlandığı tekrarlayan düşük olgularında ise durum farklıdır ve altta yatan nedeni bulmak için incelemeler ilk gebeliğinde düşük yaşayan veya düşük endişesi yaşayan kadınlarda ne yapılmalıdır? Doktorlarımız bu durum için iki mucize ilaca sarılmaktadır ASPİRİN ve ve düşükler Aspirin tıpta çok uzun yıllardır kullanılan ve hergün yeni bir yararı ya da yan etkisi keşfedilen değişik bir ilaçtır. Herhalde tıp alanında aspirin kadar çok araştırılan bir başka ilaç yoktur. Son günlerde aspirini popüler yapan bir başka özelliği de gebelik kayıpları üzerinde olan sadece bir ağrı kesici, iltihap giderici ve ateş düşürücü değildir. Aynı zamanda kanın pıhtılaşma sistemi üzerinde de etkileri vardır. Halk arasında “kanı sulandırıcı” şeklinde tellaffuz edilen bu etki ağrı giderici dozundan çok daha düşük dozlarda da ortaya çıkmaktadır. Kanın pıhtılaşmasını engelleyen bu etkiyi sağlamak amacıyla piyasada bulunan ürünler genelde bebe aspirini olarak yılların sonuna kadar düşük doz aspirin sadece anjina, inme, kalp krizi, serebrovasküler olaylar beyin damarları ile ilgili olaylar ve bazı gebelik dışı hastalıkların tedavisinde kullanılmakta ve genelde gebelik sırasında kullanımından kaçınılması gereken bir ilaç olarak kabul ile ilgilenen tıp branşı olan obstetrik alanındaki gelişmeler özellikle tekrarlayan düşük olgularının bazılarında altta yatan nedenin antifosfolipid sendrom aPL olarak tanımlanan bir bozukluk olabileceğini ortaya koymuştur. Bu sendromda kanın pıhtılaşma mekanizması bozularak kılcal damarlar içinde mikroskopik pıhtılar oluşmakta ve gelişmekte olan bebeğe giden kan akımını azaltarak düşüğe neden olabilmektedir. Ayrıca gebelik toksemisi ya da zehirlenmesi olarak da bilinen prekelempsinin de oluş mekanizmalarından birisi antifosfolipid bulgunun ortaya konması acaba erken gebelikte kanın pıhtılaşmasını engelleyen ilaçların verilmesi düşükleri engelleyebilir mi sorusunu gündeme getirmiştir. Gerçekten de yapılan araştırmalar antifosfolipid sendrom varlığında düşük doz aspirin ve heparin gibi kanın pıhtılaşmasını önleyen ilaçların gebelikler üzerinde çok olumlu sonuç verdiğini ve %70’ler civarında canlı doğum oranlarının elde edildiğini oryaya koymuştur. Bu bilimsel kanıtların sonucunda günümüzde antifosfolipid sendromu ve gebelik varlığında klasik tedavi aspirin ve heparindirPeki ya antifosfolipid sendrom yoksa? İşte bu noktada ilaç suistimali sorunu ortaya önceden düşük yapmış kadınlara sonraki gebeliklerinde doktorlarının aspirin vermesi ve bu sayede kadının düşük yapmadan sağlıklı bir bebek doğurması kulaktan kulağa çok hızlı bir şekilde yayılmakta ve gebelikte aspirin tedavisi neredeyse rutin hale gelmektedir. Bu durum tüm dünyada söz konusu olmakla birlikte ülkemizde daha fazla suistimal edilmektedir. Bu suistmalde sadece doktorların değil onları bu uygulamaya iten kadınların da payı durum o boyuta gelmiştir ki gebelik testi pozitif çıkan ya da adet gecikmesi ile doktora başvuran ve gebelik saptanan her hastaya vitamin gibi aspirin rutin olarak başlanmaktadır ve bu moda maalesef giderek konu üzerinde dünyada yapılmış en geniş kapsamlı çalışma olan CLASP Collaborative Low-dose Aspirin Study in Pregnancy ve onu takip eden araştırmalardan çıkan sonuç bu tür bir uygulamanın gebeliğin seyri üzerinde herhangi bir olumlu etkisinin olmadığıdır. CLASP çalışması bilimsel alanda bu konudaki en güvenilir çalışma olarak kabul Amerika Birleşk Devleteri başta olmak üzere pekçok gelişmiş ülkedeki bilimsel ve resmi derneklerin bu konudaki ortak yorumu ve önerisi şu şekildedir“Düşüğü, preeklempsiyi ve rahim içi gelişme geriliğini engellemek amacıyla gebe kadınlara rutin aspirin kullanılmalarını önermeyi destekleyecek yeterli bilimsel kanıt yoktur.”Üstelik bu uygulamanın uzun dönem etkileri konusunda da elimizde yeterli veri yoktur. 2003 yılı Ağustos ayında British Medical Journal’de yayınlanan bir araştırmada gebeliğin erken dönemlerinde aralarında aspirinin de bulunduğu bazı ağrıkesicilerin kullanılması durumunda düşük riskinin arttığı ileri Amerikan Hastalık Kontrol Merkezi Centers for Disease Control and Prevention daha önceden düşük öyküsü olmayan ve aPL saptanmayan ve düşüğü önlemek amacı ile aspirin ve heparin kullanan 38 yaşında bir kadının 9. gebelik haftasında öldüğünü bildirmiştir. Merkez bu olayın gebelikte aspirin kullanımı ile ilgili ilk ölüm olgusu olduğunu kadar yapılmış 42 çalışmanın sonuçlarını birarada değerlendiren bir başka analizde ise preklempsinin önlenmesi amacı ile aspirin kullanımının hafif bir yarar sağlayabileceği ancak hangi kadınlarda bu yararın görüldüğü, tedaviye hangi dozda ve ne zaman başlanması gerektiği konusunda bir karar verebilmek için daha fazla araştırmaya gerek duyulduğu bir başka araştırmada da preeklemspi açısından orta derecede risk grubunda olan 583 kadına gebelikleri boyunca günde 50 miligram aspirin verilmiş, 523 hastaya ise herhangi bir tedavi uygulanmamıştır. Sonuçlar incelendiğinde aspirin kullanan ve kullanmayan kadınlarda düşük, ölü doğum, bebek ölümü, ortalama doğum ağırlığı, düşük doğum ağırlıklı bebek ve erken doğum oranları arasında hiçbir fark saptanmadığı ortaya ve düşükler En son söylenmesi gerekeni ilk başta söyleyelim. Progesteron düşüğü engellemez !Progesteron yumurtlamadan hemen sonra yumurtalıklardan salgılanan ve rahimin içini döşeyen endometrium tabakasının desteklenmesini sağlayan bir hormondur. Erken gebelikte eğer yumurtalıktan bu hormonu salgılayan kısım korpus luteum çıkartılırsa gebelik düşük ile sonuçlanır. Adet siklusunun ikinci yarısında progesteronun yetersiz salgılanması Luetal Faz yetmezliği olarak adlandırılır. Ancak bu durumun tanısı ve tedavi gerektirip gerektirmediği konusunda şüpheler vardır ve bilimsel alanda fikir birliği tekrarlayan düşüklerde kan progesteron düzeylerinin düşük bulunması dışarıdan verilecek progesteron desteği ile gebeliğin devam ettirilebileceği fikrini doğurmuştur. Geçmişte kabul gören bu tedavi yaklaşımı yapılan araştırmalar sonucu geçerliliğini hala daha özelllikle ükemizde gebelik sırasında erken dönemde kanama ortaya çıktığında progesteron vermek doktorlar arasında yaygın bir uygulamadır. Bu uygulamanın hiçbir bilimsel geçerliliği seyri sırasında kanama ortaya çıktığında eğer ultrasonda canlı yani kalp atışları olan bir embryo görülebiliyorsa bu gebeliğin düşük olmaksızın devam etme olasılığı %90-96 arasında kalp atımı saptandığında haftalara göre gebeliğin devam etme olasılığı şu haftasıKanama varsaKanama yoksa< 6 hafta%67%847-9 hafta%90%959-11 hafta%96%98Bir başka deyişle 7 haftada kanama görülür ve düşük tehdidi ortaya çıkarsa bu gebelik %90 sorunsuz devam edecektir. Kanamayı görür görmez progesteron başlamak bu oranı daha da gebelikte kan progesteronun düşük olması bir sebepten çok sonuçtur. Yani bu gebelik progesteron azlığından dolayı kötü değildir. Gebelik başarısız olduğu için progesteron önlenmesi amacıyla progesteron kullanımı ile ilgili son 30 yıl içinde yapılmış olan araştırmaların sonuçlarını bir arada değerlendiren bir çalışmada bu tedavi yaklaşımın gebeliğin seyri üzerinde herhangi bir olumlu etkisinin olmadığı gösterilmiştir. Üstelik sentetik progesteron kullanımının yenidoğanlarda solunum sıkıntısına ve erkek bebeklerde hipospadias adı verilen ve penis deliğinin tam uçta değil penis üzerinde başka bir bölgede olması şeklinde açıklanabilecek bir anomaliye neden olabileceğini düşündüren bulgular vardır. Doğal progesteronlarda ise bu tür bir etki gözlenmemiştirİngiliz Kraliyet Jinekoloji ve Obstetrik Birliği, tekrarlayan düşükler ile ilgili Mayıs 2003’de yayınladığı kılavuzda düşüğü önlemek amacı ile progesteron kullanımının hiçbir olumlu etkisinin olmadığını belirtmekte, ve bu uygulamanın sürdürülmesi için elde hiçbir bilimsel kanıtın olmadığını bildirmektedir. Tüp bebek uygulamaları ise farklı bir durum arz etmektedir ve bu önerilerin birlikte son yapılan araştırmalar progesteronun düşükleri önlememekle birlikte erken doğumun engellenmesinde önemli rol oynayabileceğini Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi FDA aspirini gebelik sırasında düşük dozlarda günlük 150 miligramın altında C, standart dozlarda ise D kategorisine sokmaktadır. Progesteron ise B hiçbir ilaç yarar potasiyeli zarar potansiyelinden fazla olmadıkça, bir başka deyişle mecbur olmadıkça klinik çalışmalarımız sırasında hiçbir öyküsü ya da risk faktörü olmadığı halde hamilelere “düşük yapma ya da prekelempsi gelişmesin” diye aspirin ya da progesteron başlandığına şahit oluyoruz. Bundan daha sık karşılaştığımız bir uygulama ise hafif bir kanama varlığında bile progesteron verilmesi. Oysa ultrasonda bebeğin kalp atımlarının görülmesi %90-96 bu gebeliğin kanamaya rağmen düşük ile sonuçlanmayacağını bize doktorlar neden hala daha gerek olmadığı durumlarda bile bu ilaçları reçete etmeye devam ediyorlar?Bugüne kadar yapılmış olan çalışmaların söz edilen ilaçların bazı olası yararlarını saptayamadığını düşünüyor ve progesteron ve aspirin kullanımından doğacak olan riskin az olmasına güveniyor hastaya öneribilecek tedavi alternatifi olmadığı için bu şekilde davranarak kendilerini rahatlatıyor yayınları izlemedikleri ve kanıta dayalı tıp yaklaşımlarından habersiz oldukları için geleneksel uygulamalarını devam ettiriyor yapılacak birşeyler olmalı baskısına veya düşük sonrası yaşadıkları depresyonun sonucunda birşeylerin işe yarayabileceği ümidine yenik düşüyor ne olursa olsun bilimsellikten uzak bu tedavi yaklaşımları Hipokrat’tan beri tıbbın temel felsefesi olan “önce zarar verme” ilkesine tamamen ters Alper Mumcu Soru Progestan kullanımı Öncelikle bugüne kadarki sorularıma vermiş olduğunuz yanıtlardan dolayı tekrar önce adetin 3. günü yaptırdığım testte lh15 fsh olduğunu belirtmiştim,bu değerlerin biraz yüksek olduğu değerlendirilmesi da LH nin diğer değerin yarısı kadar olması gerektiğini ay boyunca progestan ettiğim LH adetin 3. günü olması gereken değerden bu kadar farklı ise bunun nedeni nedir,bu hormon infertiliteye neden olurmu zira doktorum hamile kalmamın zorlaşacağını söyledi..Progestan tedavisi bunu düzeltebilir mi..çok teşekkürler.. Bu Soruya Doktor Cevabı Gönder Kadınlardaki progestan hormonu eksikliğinin kısırlığın oluşmasında önemli bir etken olduğunu söyleyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Hülya Erdem Biçmen, bu hormonun fonksiyonlarını ve kullanımının hamileliğe etkilerini kısırlık nedenleri oldukça fazladır. Bunlardan biri de gebeliğin oluşumunda çok önemli bir rolü olan progestan hormonunun eksikliğidir. Eğer kısırlık araştırmaları sırasında yapılan hormonal testlerde progesteron düzeyi azalmışsa, gebelik elde etmek için progestan içeren bir tedavi vermek yerinde hormonunu görevleri nelerdir?Progestan her adet döneminde rahmi gebeliğe hazırlayan hormondur. Diğer önemli bir hormon olan östrojenle birlikte koordineli çalışarak yumurtlamayı sağlar. Ardından gebelik oluşumu için rahmi hazırlar ve o ay gebelik gerçekleşmezse adet görülmesini sağlar. Östrojen ve progesteron hormonunun dengeli çalışması düzenli yumurtlama ardından da gebelik oluşumu hipofiz önlobundan salınan LH Luteinizan Hormon denetimi altında yumurtalıklarda üretilir. Bir diğer etkisi de rahim ağzındaki salgıların bileşimini değiştirerek döllenmiş yumurtanın daha kolay yerleşmesini tam kapsamlı infertilte kısırlık testleri yapılan çiftte kadında progesteron hormonu eksikliği saptanmışsa, doktorun önerdiği şekilde progesteron hormonu kullanmak gebe kalmayı kolaylaştırabilir.

progestan kullanıp erken doğum yapanlar