3vFeDNs. ❬ Önceki Sonraki ❭ ٱللَّهُ يَتَوَفَّى ٱلْأَنفُسَ حِينَ مَوْتِهَا وَٱلَّتِى لَمْ تَمُتْ فِى مَنَامِهَا ۖ فَيُمْسِكُ ٱلَّتِى قَضَىٰ عَلَيْهَا ٱلْمَوْتَ وَيُرْسِلُ ٱلْأُخْرَىٰٓ إِلَىٰٓ أَجَلٍ مُّسَمًّى ۚ إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَٰتٍ لِّقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ Allâhu yeteveffel enfuse hîne mevtihâ velletî lem temut fî menâmihâ, fe yumsikulletî kadâ aleyhel mevte ve yursilul uhrâ ilâ ecelin musemmâmusemmen, inne fî zâlike le âyâtin li kavmin yetefekkerûnyetefekkerûne. Allah, ölen insanların ruhlarını öldüklerinde, ölmeyenlerinkini de uykularında alır. Ölümüne hükmettiklerinin ruhlarını tutar, diğerlerini belli bir süreye ömürlerinin sonuna kadar bırakır. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır. Diyanet İşleri Başkanlığı Allah, ölen insanların ruhlarını öldüklerinde, ölmeyenlerinkini de uykularında alır. Ölümüne hükmettiklerinin ruhlarını tutar, diğerlerini belli bir süreye ömürlerinin sonuna kadar bırakır. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır. Diyanet Vakfı Allah, ölenin ölüm zamanı gelince, ölmeyenin de uykusunda iken canlarını alır da ölümüne hükmettiği canı alır, ötekini muayyen bir vakte kadar bırakır. Şüphe yok ki, bunda iyi düşünecek bir kavim için ibretler vardır. Elmalılı Hamdi Yazır Sadeleştirilmiş Allah alır o canları öldükleri zaman; ölmeyenleri de uyuduklarında. Sonra haklarında ölüm kararı verdiklerini alıkoyar, diğerlerini belirlenmiş bir süreye kadar salıverir. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için deliller vardır. Elmalılı Hamdi Yazır Allah, o canları öldükleri zaman, ölmeyenleri de uyuduklarında alır. Sonra haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkor, diğerlerini de takdir edilmiş bir süreye kadar salıverir. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için nice ibretler vardır. Ali Fikri Yavuz Allah, nefislerin ölümü zamanında, henüz ölmemişlerin de uyudukları sırada canlarını alır. Böylece üzerine ölüm hükmünü verdiği ruhları kıyamete kadar alıkor, diğerlerini uykudakileri mukadder bir müddete ecellerinin sonuna kadar salıverir. Şübhe yok ki bunda düşünür bir kavim için, Allah’ın kudret ve ilmine delâlet eden alâmetler var. Elmalılı Hamdi Yazır Orijinal Allah alır o canları öldükleri zaman, ölmiyenleri de uyuduklarında, sonra üzerlerine ölüm hukmü verdiklerini alıkor da diğerlerini salıverir bir müsemmâ ecele kadar, şübhesiz ki bunda düşünecek bir kavm için âyetler var Fizilal-il Kuran Allah, öleceklerin ölümleri anında, ölmeyeceklerinde uykuları esnasında ruhlarını alır. Sonra ölümlerine hükmettiği kimselerinkini tutar; diğerlerini bir süreye kadar salıverir. Doğrusu bunda, düşünen bir toplum için ibretler vardır. Hasan Basri Çantay Allah ölenin ölümü zamanında, ölmeyenin de uykusunda ruuhlarını alır. Bu suretle hakkında ölümü hükmetdiği ruuhu tutar, diğerini muayyen bir vaktâ eceli gelinceye kadar salıverir. Şübhe yok ki bunda iyi düşünecek bir kavm için kat´î ibretler vardır. İbni Kesir Allah; ölüm anında canları alır. Ölmeyenin ise uykusunda. Ölmelerine hükmettiği kimselerinkini tutar, diğerlerini belli bir süreye kadar salıverir. Doğrusu bunda; düşünen bir kavim için ayetler vardır. Ömer Nasuhi Bilmen Allah, nefisleri öldükleri zaman ve ölmeyenleri de uykularında öldürüverir. Artık üzerine ölüm ile hükmettiğini tutuverir ve diğerini de tayin edilmiş vakte kadar salıverir. Şüphe yok ki, bunda elbette alâmetler vardır, düşünücüler olan bir kavim için. Tefhim-ul Kuran Allah, ölümleri vaktinde canları alır; ölmeyeni de uykusunda bir tür ölüme sokar. Böylece, kendisi hakkında ölüm kararı verilmiş olanın ruhunu tutar, öbürüsünü ise adı konulmuş bir ecele kadar salıverir. Şüphesiz bunda, düşünebilmekte olan bir kavim için gerçekten ayetler vardır. Oluşturulma Tarihi Nisan 16, 2020 1348Zümer Suresi mushaftaki sıralamada otuz dokuzuncu, iniş sırasına göre elli dokuzuncu sûredir. Sebe’ sûresinden sonra, Mü’min Gåfir sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Allah’ın rahmetinden ümit kesilmemesi gerektiğini belirten 53. âyetten itibaren üç veya yedi âyetin Medine döneminde indiği yolunda rivayetler varsa da bu rivayetler zayıf bulunmaktadır. Peki, Zümer Suresi anlamı ve fazileti nedir? Zümer Suresi Türkçe ve Arapça okunuşu nasıldır? Sizler için Zümer Suresi diyanet meali ile tefsiri ile ilgili tüm detayları bir araya Suresi adını 71 ve 73. âyetlerde geçen “Zümer” kelimesinden almıştır. Zümer; zümreler, gruplar demektir. Sûrede başlıca, göklerde ve yerde Allah’ın birliğini gösteren deliller, mü’minlerin cennete, kâfirlerin cehenneme sevk edilecekleri konu edilmekte; kullar, ölüm gelip çatmadan Allah’a yönelmeye SURESİ KONUSUSûrenin temel konusu Allah ve âhiret inancıdır. Bu çerçevede hiçbir şeyin Allah’a ortak ve denk tutulamayacağı, O’nun mutlak ve eşsiz yaratıcı olduğu, bu sebeple insanın her durumda O’na yönelip bağlanması gerektiği belirtilmekte; bu şekilde inanan ve yaşayanların ulaşacağı âhiret nimetlerine ve cennet hayatına dair bilgi verilmekte; inkârcıların olumsuz duygu ve davranışları değerlendirilmekte; bunların kötü sonuçlarıZÜMER SURESİFAZİLETİ Hz. Âişe, Resûlullah’ın genellikle her gece yatmadan önce Zümer ve Benî İsrâil İsrâ sûrelerini okuduğunu söylemiştir Tirmîzî, “Sevâbü’l-Kur’ân”, 21.ZÜMER SURESİ TÜRKÇE kitabi minellahil azızil enzelna ileykel kitabe bil hakkı fa'büdillahe muhlisal lehüd lillahid dınül halıs Vellezınettehazu min dunihı evliya' ma na'büdühüm illa li yükarribuna ilellahi zülfa innellahe yahkümü beynehüm fı ma hüm fıhi yahtelifun innellahe la yehdı men hüve kazıbün eradellahü ey yettehıze veledel lastafa mimma yahlüku ma yeşaü sübhaneh hüvellahül vahıdül semavati vel erda bil hakk yükevvirul leyle alen nehari ve yükevvirun nehara alel leyli ve sehharaş şemse vel kamer küllüy yecrı li ecelim müsemma e la hüvel azızül min nefsiv vahıdetin sümme ceale minha zevceha ve enzele leküm minel en'ami zemaniyete ezvac yahlükuküm fı bütuni ümmehatiküm halkam mim ba'di halkın fı zulümatin selas zalikümüllahü rabbüküm lehül mülk la ilahe illa hu fe enna tekfüru fe innellahe ğaniyyün anküm ve la yerda li ıbadihil küfr ve in teşküru yerdahü leküm ve la teziru vaziratüv vizra uhra sümme ila rabbiküm merciuküm fe yünebbiüküm bima küntüm tü'melun innehu alımüm bizatis iza messel insane durrun dea rabbehu münıben ileyhi sümme iza havvelehu nı'metem minhü nesiye ma kane yed'u ileyhi min kabül ve ceale lillahi endadel li yüdılle an sebılih kul temetta' bi küfrike kalılen inneke min ashabin hüve kanitün anael leyli sacidev ve kaimey yahzerul ahırate ve yercu rahmete rabbih kul hel yestevillezıne ya'lemune vellezıne la ya'lemun innema yetezekkeru ülül ya ıbadillezıne amenütteku rabbeküm lillezıne ahsenu fı hazihid dünya haseneh ve erdullahi vasiah innema yüveffes sabirune ecrahüm bi ğayri innı ümirtü en a'büdellahe muhlisal lehüd ümirtü li en ekune evvelel innı ehafü in asaytü rabbı azabe yevmin a'büdü muhlisal lehu ma şi'tüm min dunih kul innel hasirınellezıne hasiru enfüsehüm ve ehlihim yevmel kıyameh e la zalike hüvel husranül min fevkıhim zulelüm minen nari ve imn tahtihim zulel zalike yühavvifüllahü bihı ıbadeh ya ıbadi tağute ey ya'büduha ve enabu ilillahi lehümül büşra fe beşşir yestemiünel kavle feyettebiune ahseneh ülaikellezıne hedahümüllahü ve ülaike hüm ülül fe men hakka aleyhi kelimetül azab e fe ente tünkızü men fin rabbehüm lehüm ğurafüm min fevkıha ğurafüm mebniyyetün tecrı min tahtihel enhar va'dellah la yuhlifüllahül lem tera ennellahe enzele mines semai maen fe selekehu yenabıa fil erdı sümme yuhricü bihı zer'am muhtelifen elvanühu sümme yehıcü fe terahü musferran sümme yec'alühu hutama inne fı zalike le zikra li ülil fe men şerahallahü sadrahu lil islami fe hüve ala murim mir rabbih fe veylül lil kasıyeti kulubühüm min zikrillah ülaike fı dalalim nezzele ahsenel hadısi kitabem müteşebihem mesaniye takşeırru minhü ccüludüllezıne yahşevne rabbehüm sümme telınü cüludühüm ve kulubühüm ila zikrillah zalike hüdellahi yehdı bihı mey yeşa' ve mey yudlilillahü fe ma lehu min fe mey yettekıy bi vechihı suel azabi yevmel kıyameh ve kıyle liz zalimıne zuku ma küntüm min kablihim fe etehümül azabü min hayüs la yeş' ezakahümüllahül hızye fil hayatid dünya ve leazabül ahırati ekber lev kanu ya' le kad darabna lin nasi fı hazel kur'ani min külli meselil leallehüm arabiyyen ğayra zı ıvecil leallehüm meseler racülen fıhi şürakaü müteşakisune ve racülen selemel li racül hel yesteviyani mesela elhamdü lillah bel ekseruhüm la ya' meyyitüv ve innehüm inneküm yevmel kıyameti ınde rabbiküm men azlemü mimmen kezebe alellahi ve kezzebe bis sıdkı iz caeh e leyse fı cehenneme mesvel lil cae bis sıdkı ve saddeka bihı ülaike hümül ma yeşaune ınde rabbihim zalike cezalü yükeffirallahü anhüm esveellezı amilu ve yecziyehüm ecrahüm bi ahsenillezı kanu ya' leysellahü bi kafin abdeh ve yühavvifuneke billezıne min dunih ve mey yudlilillahü fema lehu min mey yehdillahü fema lehu mim müdıll e leysellahü bi azızin lein seeltehüm men halekas semavati vel erda le yekulünnellah kul eferaeytüm ma ted'une min dunillahi in eradeniyellahü bi durrin hel hünne kaşifatü durrihı ev eradenı bi rahmetin hel hünne mümsikatü rahmetih kul hasbiyellah aleyhi yetevekkelül ya kavmı'melu ala mekanetiküm innı amil fe sevfe ta' ye'tıhi azabüy yuhzıhi ve yehıllü aleyhi azabüm enzelna aleykel kitabe lin nasi bil hakk fe menihteda fe li nefsih ve men dalle fe innema yedıllü aleyha ve ma ente aleyhim bi yeteveffel enfüse hıyne mevtiha velletı lem temüt fı menamiha fe yümsikülletı kada aleyhel mevte ve yürsilül uhra ila ecelim müsemma inne fı zalike le ayatil li kavmiy min dunillahi şüfea' kul e ve lev kanu la yemlikune şey'ev ve la ya' lillahiş şefaatü cemıa lehu mülküs semavati vel ard sümme ileyhi iza zükirallahü vahdehüşmeezzet kulubüllezıne la yü'minune bil ahırah ve iza zükirallezıne min dunihı izahüm fatıras semavati vel erdı alimel ğaybi veş şehadeti ente tahkümü beyne ıbadike fıma kanu fıhi lev enne lillezıne zalemu ma fil erdı cemıav ve mislehu meahu leftedev bihı min suil azabi yevmel kıyameh ve beda lehüm minellahi ma lem yekunu beda lehüm seyyiatü ma kesebu ve haka bihim ma kanu bihı iza messel insane durrun deana sümme iza havvelnahü nı'metem minna kale innema utıtühu ala ılm bel hiye fitnetüv ve lakinne ekserahüm la ya' kalehellezıne min kablihim fe ma ağna anhüm ma kanu esabehüm seyyiatü ma kesebu vellezıne zalemu min haülai seyüsıybühüm seyyiatü ma kesebu ve mahüm bi mu' ve lem ya'lemu ennellahe yebsütur rizka li mey yeşaü ve yakdir önne fı zalike le ayatil li kavmiy yü' ya ıbadiyellezıne esrafu ala enfüsihim la taknetu mir rahmetillah innellahe yağfiruz zünube cemıa innehu hüvel ğafurur enıbu ila rabbiküm ve eslimu lehu min kabli ey yetiyekümül azabü sümme la ahsene ma ünzile ileyküm mir rabbiküm min kabli ey ye'tiyekümül azabü bağtetev ve entüm la teş' tekule nefsüy ya hasrata ala ma ferrattü fı cembillahi ve in küntü le mines tekule lev ennellahe hedani leküntü minel tekule hıyne teral azabe lev enne lı kerraten fe ekune minel kad caetke ayatı fe kezzebte biha vestekberte ve künte minel yevmel kıyameti terallezıne kezebu alellahi vücuhühüm müsveddeh e leyse fı cehenneme mesvel lil yüneccillahüllezınettekav bi mefazetihim la yemessühümüs suü ve la hüm haliku külli şey'iv ve hüve ala külli şey'iv mekalıdüs semavati vel ard vellezıne keferu bi ayatillahi ülaike hümül e fe ğayrallahi te'mürunnı a'büdü eyyühel le kad uhıye ileyke ve ilellezıne min kablik lein eşrakte le yahbetanne amelüke ve le tekunenne minel fa'büd ve küm mineş ma kaderullahe hakka kadrihı vel erdu cemıan kabdatühu yevmel kıyameti ves semavatü matviyyatüm bi yemınih sübhünehu ve teala amma nüfiha fis suri fe saıka men fis semavati ve men fil erdı illa men şaellah sümme nüfiha fıhi uhra fe izahüm kıyamüy eşrakatil erdu bi nuri rabbiha ve vüdıal kitabü ve cıe bin nebiyyıne veş şühedai ve kudiye beynehüm bil hakkı ve hüm la vüffiyet küllü nefsim ma amilet ve hüve a'lemü bima yef' keferu ila cehenneme zümera hatta iza cauha fütihat ebvabüha ve kale lehüm hazenetüha e lem ye'tiküm rusülüm minküm yetlune aleyküm ayati rabbiküm ve yünziruneküm likae yemiküm haza kalu bela velakin hakkat kelimetül azabi alel ebvabe cehenneme halidıne fıha fe bi'se mesvel tekav rabbehüm ilel cenneti zümera hatta iza cauha ve fütihat ebvabüha ve kale lehüm hazenetüha selamün aleyküm tıbtüm fedhuluha kalül hamdü lillahillezı sadekana va'dehu ve evrasenel erda netebevveü minel cenneti hayüs neşa' fe nı'me ecrul teral melaikete haffıne min havlil arşi yüsebbihune bi hamdi rabbihim ve kudıye beynehüm bil hakkı ve kıylel hamdü lillahi rabbil alemınZÜMER SURESİ DİYANET MEALİRahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıylaKitab'ın indirilmesi mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi Allah tarafındandır. ﴾1﴿ Ey Muhammed! Şüphesiz biz o Kitab'ı sana hak olarak indirdik. Öyle ise sen de dini Allah'a has kılarak O'na kulluk et. ﴾2﴿ İyi bilin ki, halis din yalnız Allah'ındır. Onu bırakıp da başka dostlar edinenler, "Biz onlara sadece, bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz" diyorlar. Şüphesiz Allah ayrılığa düştükleri şeyler konusunda aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah yalancı ve nankör olanları doğru yola iletmez. ﴾3﴿ Eğer Allah bir çocuk edinmek isteseydi, yarattıklarından dilediğini seçerdi. O bundan uzaktır, yücedir. O bir ve her şey üzerinde mutlak otorite sahibi olan Allah'tır. ﴾4﴿ Gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yaratmıştır. Geceyi gündüzün üzerine örtüyor, gündüzü de gecenin üzerine örtüyor. Güneşi ve ayı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Bunların her biri belli bir zamana kadar akıp gitmektedir. İyi bilin ki, o mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır. ﴾5﴿O, sizi bir tek nefisten yarattı. Sonra ondan eşini var etti. Sizin için hayvanlardan erkek ve dişi olarak sekiz eş yarattı. Sizi annelerinizin karnında bir yaratılıştan öbürüne geçirerek üç kat karanlık içinde oluşturuyor. İşte Rabbiniz olan Allah budur. Mülk mutlak hakimiyet yalnız onundur. Ondan başka hiçbir ilah yoktur. O halde nasıl oluyor da haktan döndürülüyorsunuz? ﴾6﴿ Eğer inkar ederseniz şüphesiz ki Allah sizin iman etmenize muhtaç değildir. Ama kullarının inkar etmesine razı olmaz. Eğer şükrederseniz sizin için buna razı olur. Hiçbir günahkâr başka bir günahkârın yükünü yüklenmez. Sonra dönüşünüz ancak Rabbinizedir. O da size yaptıklarınızı haber verir. Çünkü O göğüslerin özünü kalplerde olanı hakkıyla bilir. ﴾7﴿ İnsana bir zarar dokunduğu zaman Rabbine yönelerek O'na yalvarır. Sonra kendi tarafından ona bir nimet verdiği zaman daha önce ona yalvardığını unutur ve Allah'ın yolundan saptırmak için O'na eşler koşar. De ki "Küfrünle az bir süre yaşayıp geçin! Şüphesiz sen cehennemliklerdensin." ﴾8﴿ Böyle bir kimse mi Allah katında makbuldür, yoksa gece vakitlerinde, secde halinde ve ayakta, ahiretten korkarak ve Rabbinin rahmetini umarak itaat ve kulluk eden mi? De ki "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" Ancak akıl sahipleri öğüt alırlar. ﴾9﴿ Ey Muhammed! Bizim adımıza de ki, "Ey iman eden kullarım! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Bu dünyada iyilik yapanlar için ahirette bir iyilik vardır. Allah'ın yeryüzü geniştir. Sabredenlere mükafatları elbette hesapsız olarak verilir." ﴾10﴿De ki "Şüphesiz bana, dini Allah'a has kılarak O'na ibadet etmem emredildi." ﴾11﴿ "Bana, müslümanların ilki olmam da emredildi." ﴾12﴿ De ki "Eğer ben Rabbime isyan edersem, şüphesiz büyük bir günün azabından korkarım." ﴾13﴿ De ki "Ben dinimi Allah'a has kılarak sadece O'na ibadet ediyorum." ﴾14﴿ "Siz de Allah'tan başka dilediğiniz şeylere ibadet edin!" De ki "Şüphesiz hüsrana uğrayanlar kıyamet gününde kendilerini ve ailelerini hüsrana sokanlardır. İyi bilin ki bu apaçık hüsranın ta kendisidir." ﴾15﴿ Onlar için üstlerinde ateşten katmanlar, altlarında ateşten katmanlar vardır. İşte Allah kullarını bununla korkutur. Ey kullarım bana karşı gelmekten sakının. ﴾16﴿ Tağut'tan, ona kulluk etmekten kaçınan ve içtenlikle Allah'a yönelenler için müjde vardır. O halde kullarımı müjdele! ﴾17﴿ Sözü dinleyip de onun en güzeline uyanlar var ya, işte onlar Allah'ın hidayete erdirdiği kimselerdir. İşte onlar akıl sahiplerinin ta kendileridir. ﴾18﴿ Hakkında azap sözü hükmü gerçekleşenler, hiç onlar gibi olur mu? Cehennemlikleri sen mi kurtaracaksın? ﴾19﴿ Fakat Rabbine karşı gelmekten sakınanlar için cennette üst üste yapılmış ve altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Allah gerçek bir vaadde bulunmuştur. Allah vadinden dönmez. ﴾20﴿ Görmedin mi, Allah gökten su indirdi de onu yeryüzündeki kaynaklara ulaştırdı. Sonra onunla renkleri çeşit çeşit ekinler çıkarıyor. Sonra ekinler kuruyor da onları sapsarı kesilmiş görüyorsun. Sonra da Allah onları kurumuş çer çöp haline getirir. Şüphesiz ki bunda akıl sahipleri için bir öğüt vardır. ﴾21﴿Allah'ın, göğsünü İslâm'a açtığı, böylece Rabbinden bir nur üzere bulunan kimse, kalbi imana kapalı kimse gibi midir? Allah'ın zikrine karşı kalpleri katı olanların vay haline! İşte onlar açık bir sapıklık içindedirler. ﴾22﴿ Allah sözün en güzelini; âyetleri, güzellikte birbirine benzeyen ve hükümleri, öğütleri, kıssaları tekrarlanan bir kitap olarak indirmiştir. Rablerinden korkanların derileri vücutları ondan dolayı gerginleşir. Sonra derileri de vücutları da kalpleri de Allah'ın zikrine karşı yumuşar. İşte bu Kur'an Allah'ın hidayet rehberidir. Onunla dilediğini doğru yola iletir. Allah kimi saptırırsa artık onun için hiçbir yol gösterici yoktur. ﴾23﴿ Kıyamet günü kötü azaba karşı yüzüyle korunan kimse, o gün azaptan emin olan kimse gibi midir? Zalimlere, "Kazandıklarınızı tadın" denir. ﴾24﴿ Onlardan öncekiler de yalanladılar ve azap kendilerine farkına varamadıkları bir yerden geldi. ﴾25﴿ Böylece Allah dünya hayatında onlara zilleti tattırdı. Elbette ki ahiret azabı daha büyüktür. Keşke bilselerdi! ﴾26﴿ Andolsun, öğüt alsınlar diye biz bu Kur'an'da insanlar için her türlü misali verdik. ﴾27﴿ Biz onu, Allah'a karşı gelmekten sakınsınlar diye hiçbir eğriliği bulunmayan Arapça bir Kur'an olarak indirdik. ﴾28﴿ Allah, birbiriyle çekişen ortak sahipleri bulunan bir köle adam ile, yalnızca bir kişiye ait olan bir köle adamı örnek verdi. Bu iki adamın durumu hiç bir olur mu? Hamd Allah'a mahsustur. Hayır, onların çoğu bilmiyorlar. ﴾29﴿ Ey Muhammed! Şüphesiz sen öleceksin ve şüphesiz onlar da öleceklerdir. ﴾30﴿ Sonra şüphesiz siz kıyamet günü Rabbinizin huzurunda muhakeme edileceksiniz ﴾31﴿ZÜMER SURESİ DİYANET MEALİNİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINZÜMER SURESİ ARAPÇA OKUNUŞUZÜMER SURESİ ARAPÇA OKUNUŞUNUN TAMAMI İÇİN TIKLAYINZÜMER SURESİ TEFSİRİMüfessirlerin çoğuna göre her iki âyette geçen “kitap” ile Kur’ân-ı Kerîm kastedilmiştir; ilk âyetteki kitapla bu sûrenin, ikincisiyle Kur’an’ın kastedildiğini düşünenler de vardır Zemahşerî, III, 337. İbn Atıyye’nin tercih ettiği IV, 517, bize de daha isabetli görünen diğer bir görüşe göre ilk âyetteki kitapla başlangıçtan itibaren bütün peygamberlere indirilen kitaplara, ikincisiyle de Kur’ân-ı Kerîm’e işaret edilmiş; yüce Allah’ın, önceki peygamberlere, insanlık için yol gösterici olan ve yasalar koyan kitaplar indirdiği gibi Hz. Muhammed’e de bu kitabı, Kur’an’ı indirdiği belirtilmiştir. Râzî, Mutezile’nin görüşünden de yararlanarak ilk âyetteki azîz ve hakîm sıfatlarını bu bağlamda özetle şöyle açıklamaktadır XXVI, 238 Azîz, “asla yenilemeyecek derecede güçlü”; hakîm, “arzularına göre değil hikmetin gereğine göre iş yapan” demektir; bu da Allah’ın evrendeki bütün olup bitenleri eksiksiz bildiği anlamına gelir. Buradan Allah’ın üçüncü bir niteliği ortaya çıkar ki o da hiçbir şeye muhtaç olmayışıdır. İşte âyetteki “el-azîzi’l-hakîm” kısmı Allah’ın bu üç sıfatını yani güçlü, kusursuz hikmet sahibi ve ihtiyaçtan münezzeh olduğunu ifade etmektedir. Bu sıfatlara sahip olan Allah’ın bütün yapıp yarattıkları kesinlikle iyidir, doğrudur; engel tanımayan mutlak gücü sayesinde, olağan üstü bir iletişim yolu olan vahiy ile indirdiği kutsal kitaplar da O’nun engin ilim ve hikmetinin dünyaya ve insanlığa yansıyan ışıklarıdır. 2. âyette Kur’an’ın indirilişini “gerçeğin bilgisi” hak kavramıyla ilişkilendiren ifade de bunu göstermektedir. Her iki âyette Kur’an’ın Allah katından geldiği gerçeğine itiraz edenlere cevap verilmektedir. Allah, hiçbir şeye muhtaç olmadan dilediği her şeyi en doğru ve en iyi bir şekilde yapabilecek derecede güç, bilgi ve hikmet sahibidir; geçmişteki kutsal kitapları ve Kur’an’ı da O indirmiştir. Bu gerçek açıkça belli olduktan sonra, 2. âyette artık insanın görevinin, içten bir saygı ve bağlılıkla yalnızca Allah’a kulluk etmek olduğu sonucuna varılmıştır. Âyette bu saygı, bağlılık ve kulluk ihlâs kavramıyla ifade edilmektedir. İhlâs, “gerek ibadetleri gerekse diğer dinî ve ahlâkî davranışları riyâ ve gösterişten, çıkar kaygılarından uzak olarak yalnızca Allah rızası için yapmak” anlamına gelir.“Katıksız hâlis din” deyimini, kelime-i şehâdete dayalı din veya İslâm dini şeklinde açıklayanlar olmuştur Zemahşerî, III, 337. Ancak bu deyimi, daha açık olarak “her türlü şirkten, bâtıl inanç ve hurafelerden uzak bulunan; vahye dayanan ve kutsal kitabıyla, inanç ve amellere dair hükümleriyle orijinalliğini koruyan din” şeklinde anlamak isabetli görünmektedir. “Sadece bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye onlara tapıyoruz” şeklindeki ifadelerinden de anlaşılacağı üzere Câhiliye putperestleri, Allah’ın varlığına ve yaratıcı gücüne inanmakla birlikte, putları aracı tanrılar kabul edip kendilerine şefaat edeceklerine inandıkları için onlara taparlardı. Görünür veya görünmez varlıklara tapan başka çok tanrılı din mensuplarıyla Hz. Îsâ’yı tanrı kabul eden hıristiyanlar da benzer bir anlayışa sahiplerdi Taberî, XXIII, 193. Âyette, bu şekilde değişik bâtıl inanç gruplarıyla ilgili son hükmü Allah’ın vereceği, yani onları hak ettikleri şekilde cezalandıracağı belirtilmektedir. Yaratılmış ve sonlu, böyle olduğu için de eksik ve âciz varlıkları tanrı kabul etmek bir yalandan ibarettir, dolayısıyla bir küfürdür, yani gerçeği ters yüz etmek, inkâr etmektir; bu sebeple de hidayetten mahrum kalmayı gerektirir Râzî, XXVI, 242. Bu suretle âyet şu gerçeği dile getirmektedir Melekler veya cinler gibi görülmez varlıklara, güneş vb. gök cisimlerine, Hz. Îsâ veya başka bir beşere, ata ruhlarına veya bu sayılanların sembollerine, heykellerine tapanlar ve Allah’ı bırakıp bunları koruyucu veli ve kurtarıcı kabul edenler, onlardan medet umanlar hak yoldan sapmışlardır; bunların inançları yalandan ve küfürden ibarettir. Yegâne hak din, tevhid inancıdır; kurtuluşu hak edenler de sadece muvahhid tek tanrı inancını benimseyen Araplar Lât, Uzzâ, Menât gibi putların Allah’ın kızları olduğuna inanırlardı. Âyete göre farzımuhal Allah evlât sahibi olmak isteseydi, iddia edildiği gibi taş toprak cinsinden yapılmış şeyleri değil, yarattıkları içinden en güzel varlıkları seçerdi. Ama Allah ile yarattıkları arasında hangi şekilde olursa olsun bir baba-evlât ilişkisi söz konusu olamaz, Allah bundan münezzehtir; O’nunla yarattıkları arasındaki ilişki hâlik-mahlûk, ulûhiyyet-ubûdiyyet ilişkisinden ibarettir. Şu halde melekler, Îsâ, Muhammed veya herhangi bir canlı ya da cansız varlık, bunların hepsi yalnız ve yalnız O’nun mahlûkudur ve bunların her biri Hakk’ın yasalarına boyun eğerek, bazıları da bilinçli ve iradeli olarak O’nu hamd ile tesbih eder İsrâ 17/44. “O mutlak otorite sahibi tek Allah’tır”; dolayısıyla O’nun herhangi bir varlıkla ne bir ortaklık ilişkisinden ne de babalık-evlâtlık ilişkisinden söz SURESİ TEFSİRİ TAMAMI İÇİN TIKLAYINZÜMER SURESİ KAÇ AYET?Zümer Suresi 75 âyettir. KÜNYE HAKKIMIZDA HARİTA YASAL ARA İLETİŞİM ANASAYFA KUR’ÂNIMIZ Kuran Meali ve Tefsiri Zümer Suresi 42. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri Zümer Suresi 42. ayeti ne anlatıyor? Zümer Suresi 42. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...Zümer Suresi 42. Ayetinin Arapçasıاَللّٰهُ يَتَوَفَّى الْاَنْفُسَ ح۪ينَ مَوْتِهَا وَالَّت۪ي لَمْ تَمُتْ ف۪ي مَنَامِهَاۚ فَيُمْسِكُ الَّت۪ي قَضٰى عَلَيْهَا الْمَوْتَ وَيُرْسِلُ الْاُخْرٰٓى اِلٰٓى اَجَلٍ مُسَمًّىۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ Zümer Suresi 42. Ayetinin Meali AnlamıAllah, ölümleri anında ruhları bedenlerden çekip alır. Henüz ölüm vakti gelmemiş olanların ruhlarını ise uyudukları sırada alır; sonra ölümüne hükmettiği kimselerin ruhlarını berzah âleminde tutar; diğerlerini de belirlenmiş bir süreye kadar yaşamaları için serbest bırakır. Elbette bunda, etraflıca ve sistemlice düşünen bir toplum için nice dersler ve ibretler Suresi 42. Ayetinin TefsiriRuhumuzu ölü beden toprağımıza ekip bize hayat bahşeden Allah Teâlâ olduğu gibi, onu her an kudret elinde tutan ve üzerinde istediği tasarrufu yapan da O’dur. Her gün binlerce misâlini müşâhede ettiğimiz ölüm hali ve istisnâsız her insanın yaşadığı uykuyla uyanma hâli, ruhlar üzerinde istediği tasarrufta bulunan nihâyetsiz güç sahibi o kudret elinin varlığını âşikâr bir şekilde haykırmaktadır. Âdeta “ben buradayım, beni görmek, fark etmek, tanımak isteyen bu noktaya dikkat etsin” çağrısı yapmaktadır. Gerçekten de ne ölen insanın ruhunu geri çevirmek imkânı vardır, ne de uykusu gelen insanın uykusunu -mütemâdiyen-engelleme gücümüz vardır. Hele uyuduktan ve ruhumuz bedenimizi terk ettikten sonra, Allah’tan başka hangi kudret ve kuvvet, onu mâhiyetini idrak imkânımız olmayan mâna âlemlerinden; milyarlarca ruhun aynı anda yükselip cevelân ettiği o ruhlar mahşerinden seçip ayıklayarak tekrar bedenimize döndürecek? İşte Allah Teâlâ, bütün ruhları her an kudret elinde evirip çevirmekte, vakti gelenleri bedenlerinden tamamen ayırıp berzah âleminde mahşere kadar tutmak üzere yanında saklamakta, henüz ecelleri tamamlanmamış olanları ise uykudan sonra tekrar bedenlerine göndermekte ve belli bir müddet daha yaşamalarına müsaade buyurmaktadır. Hâsılı ne Allah’ı inkâr etmek mümkün, ne de öldükten sonra dirilmeyi? Çünkü Yüce Rabbimiz, uyutmak ve tekrar uyandırmak suretiyle bütün insanlara her gün bunun tâlimini yaptırmakta ve eğitimini vermektedir. İnsan azıcık aklını çalıştırıp bu hususları düşünecek olsa, o ebedî hakîkat, bütün açıklığı ve berraklığıyla kalp semâsında parlak bir güneş gibi doğacaktır. Bu açık gerçeklere rağmenZümer Suresi tefsiri için tıklayınız...Kaynak Ömer Çelik TefsiriZümer Suresi 42. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız... İslam ve İhsan PAYLAŞ İslam ve İhsan İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de “Allâh katında dîn İslâm’dır …” Âl-i İmrân, 19 buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan böyle bir dîn aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” Âl-i İmrân, 85 ... Peygamber Efendimiz Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret hac etmendir” buyurdular. “İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular. İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16 Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir. Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” Muvatta’, Kader, 3. Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir. Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307 Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” er-Rad, 28 Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir. İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal ilm-i hâl sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır. İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz. Erkam Medya © islam&ihsan 2013 - 2022 altında yayınlanan yazıların tüm hakları mahfuzdur. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi yazıların tamamı izinsiz kullanılamaz. Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır. Allâhu yeteveffâ-l-enfuse hîne mevtihâ velletî lem temut fî menâmihâs feyumsiku-lletî kadâ aleyhâ-lmevte ve yursilu-l-uḣrâ ilâ ecelin musemmâenc inne fî żâlike leâyâtin likavmin yetefekkerûneAllah, ölüm zamanında, ölenin ruhunu alır, ölmeyecek kişinin de uyuduğu zaman; ölümün mukadder olanın ruhunu, gerçekten de geri vermez, öbürünün ruhunuysa yollar muayyen ve mukadder bir zamanadek; şüphe yok ki bunda, düşünen topluluğa bir delil var. Allah, eceli gelenlerin ölecekleri zaman canlarını alır, ölmeyeni henüz eceli gelmeyeni de uykusunda ruhunu geçici olarak bedeninden ayırır. Böylece kendisi hakkında ölüm kararı verilmiş olanı tutar ahirete gönderir, diğerlerini ise adı konulmuş bir vakte kadar salıverir. Şüphesiz bunlar, düşünebilen bir kavim için gerçekten ayetler ruhları ölümleri anında alır, henüz ölmemiş olanları da uyku halinde ölü gibi yapar. O böylece ölümlerine hükmettiklerini hayattan koparır, diğerlerini de kendisinin koyduğu bir zamana kadar bırakıverir. Şüphe yok ki bütün bunlarda, gerçekten düşünenler için öğütler ve ibretler insanların ölümleri anında ruhlarını alarak ölümlerini gerçekleştirir. Ölmeyenin de uykularında ruhlarını alarak ölü gibi uyutur. Uykuları sırasında ölümlerine hükmettiği ruhları kudret elinde tutar, diğerlerini de belirli vâdeye kadar serbest bırakır. Gelişmeye devam eden, tefekkür-düşünme ağına sahip, faydalı sonuçlar elde edebilen toplumlar için, bunda Allah'ın sınırsız kudretini, kurduğu düzeni, yüce hikmetini gösteren âyetler, deliller Kur’an-ı Kerim, 6/ ölümleri anında canları alır. Ölmeyenin de uykusunda. Böylece hakkında ölüm hükmü verdiklerini tutar diğerini ise belli bir süreye kadar salıverir. Şüphesiz bunda düşünen bir topluluk için ayetler ölecekleri zaman canlarını alır; ölmeyeni de uykusunda bir tür ölüme sokar. Böylece, kendisi hakkında ölüm kararı verilmiş olanın ruhunu tutar, öbürüsünü ise adı konulmuş bir ecele kadar salıverir. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir kavim için gerçekten ayetler nefislerin ölümü zamanında, henüz ölmemişlerin de uyudukları sırada canlarını alır. Böylece üzerine ölüm hükmünü verdiği ruhları kıyamete kadar alıkor, diğerlerini uykudakileri mukadder bir müddete ecellerinin sonuna kadar salıverir. Şübhe yok ki bunda düşünür bir kavim için, Allah'ın kudret ve ilmine delâlet eden alâmetler ölümleri anında bilinçleri alır, ölmeyip de uykuda olanların bilinçlerini de alır. Ölümüne hükmettiğini tutar, diğerini de belli bir süreye kadar salıverir. Şüphesiz bunda, düşünen bir toplum için önemli ayetler canları, ölümleri sırasında alır; ölmeyenleri de uykuları sırasında... Sonra, haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkoyar; ötekileri, belirlenen belli bir süreye kadar salıverir. Bunda düşünen bir toplum için dersler vardır.[496][496] Ruh-beden ilişkisi hakkında bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, XVI, vakti, Allah alır canlarını, ölmemiş olanı da uyku halinde; ölmesine hükmettiği kimseyi alır, adanan bir güne dek, kalmasına hükmettiğin bırakır; düşünen bir ulusa, bunda belgeler vardırAllah, ölecek insanların ruhlarını ölümü sırasında, ölüm vakti gelmeyenlerinkini de uykularında alır. Sonra ölümüne hükmettiklerinin ruhlarını tutar, diğerlerini belli bir süreye ömürlerinin sonuna kadar bırakır. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler 6/60Ölen insanın ruhunun kıyamete kadar ne olacağı, nerede ve hangi şartlarda hayatını devam ettireceği konusunda kesin bir şey söyleyemeyiz. Anc... Devamı..Allâh ölenler ile uyuyanların rûhlarını kabz ider, ölümü emr itdiklerinin rûhunı yanında hıfz ider ve diğerlerini vakt-i mu’ayyene ecel-i müsemmâya kadar i’âde ider. Tefekkür iden kavim içün bu şâyân-ı ’ öleceklerin ölümleri anında, ölmeyeceklerin de uykuları esnasında ruhlarını alır. Ölmelerine hükmettiği kimselerinkini tutar, diğerlerini bir süreye kadar salıverir. Doğrusu bunda düşünen kimseler için dersler ölen insanların ruhlarını öldüklerinde, ölmeyenlerinkini de uykularında alır. Ölümüne hükmettiklerinin ruhlarını tutar, diğerlerini belli bir süreye ömürlerinin sonuna kadar bırakır. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler ölenin ölüm zamanı gelince, ölmeyenin de uykusunda iken canlarını alır da ölümüne hükmettiği canı alır, ötekini muayyen bir vakte kadar bırakır. Şüphe yok ki, bunda iyi düşünecek bir kavim için ibretler ölümü anında nefsi bilinci alır; ölmeyenleri de uyku anında... Hakkında ölüm kararı verdiklerini tutar ve diğerlerini de belli bir süreye kadar salıp gönderir. Düşünen bir topluluk için bunda dersler ve işaretler o canları öldükleri zaman, ölmeyenleri de uyuduklarında alır. Sonra haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkor, diğerlerini de takdir edilmiş bir süreye kadar salıverir. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için nice ibretler alır o canları öldükleri zaman, ölmiyenleri de uyuduklarında, sonra üzerlerine ölüm hukmü verdiklerini alıkor da diğerlerini salıverir bir müsemmâ ecele kadar, şübhesiz ki bunda düşünecek bir kavm için âyetler varAllah, ölümü anında nefisleri vefat ettirir; ölmeyenleri de uykularında. Ölümüne hükmettiğini yanında tutar, diğerlerini belirlenmiş bir süreye kadar salıverir. Bunda düşünen bir halk için alınacak pek çok ders ölenin ölümü zamanında, ölmeyenin de uykusunda ruuhlarını alır. Bu suretle hakkında ölümü hükmetdiği ruuhu tutar, diğerini muayyen bir vaktâ eceli gelinceye kadar salıverir. Şübhe yok ki bunda iyi düşünecek bir kavm için kat'î ibretler ölümleri ânında nefislerin ruhlarını alır. Ölmeyenleri ise uykularında bir nevi' ölüme mahkûm eder. Böylece, üzerlerine ölümle hüküm verdiği kimselerin ruhlarınıtutar; diğerlerini ise, belirli bir vakte öleceği zamâna kadar salıverir. Şübhesiz ki bunda, ibret alacak bir kavim için nice deliller vardır.11“Pek çok nevlerde, hattâ gece ve gündüzde, kış ve baharda ve cevv-i havada hava boşluğundahattâ insanın şahıslarında, müddet-i hayâtında değişti... Devamı..Allah bir nefsin ölüm vakti geldiğinde onu öldürür. Ölüm vakti gelmeyenleri de uykularında öldürür. Uyku zamanında ölüm hükmü verilenlerin ölümü gerçekleşir. Diğerlerini de kendileri için belirlenmiş bir vakte kadar, yaşamlarını devam ettirmek üzere bırakır. Bunda düşünebilen bir topluluk için alınacak ibretler ölüm sırası gelen insanların canını alır. Sırası gelmiyenlerinkini de uykuda iken alır. Ölmesini yargıladıklarının canını alır, öbürlerini belli bir sona kadar bırakır. İşte bunda düşünenler takımı için belgeler ölüm vaktinde canları alır, ölmeyenin de uyku zamanında [¹] canını alır. Üzerine ölüm hükmettiği canı tutar [²], diğerini [³] eceli gelinceye kadar salıverir. İşte bunda düşünen cemaat için ibretler vardır.[1] Çünkü uyku ölümün kardeşidir. İnsan uyku halinde ölü gibi olur.[2] Canını iade etmez, o da ölür gider.[3] Uykuda bulunan diğer bir kimsenin canını... Devamı..Allah, öleceklerin ölümleri anında canlarını [enfus] alır. Ölmeyeceklerinkini de uykularında bırakır. Böylece ölümüne hükmettiği canı tutar, diğerlerini belirlenen bir süreye kadar salıverir. Muhakkak ki bunda düşünüp öğüt alan bir kavim için elbette ibretler [âyât] öleceklerin ölümleri anında, ölmeyeceklerin de uykuları esnasında ruhlarını alır. Sonra ölümlerine hükmettiği kimselerinkini tutar; diğerlerini bir süreye kadar salıverir. Doğrusu bunda, düşünen bir toplum için ayetler insanların, ölümleri anında ruhlarını bedenlerinden çekip alan; henüz ölüm vakti gelmemiş olanlara ise, uykularında onlara bir nevi ölümü tattıran, yalnızca Allah’tır. Böylece, her canı elinde tutan Allah, ölümüne hükmettiği kimselerin ruhlarını alarak, yeniden diriliş gününe kadar, berzah âlemi denilen bir boyutta tutar; ölüm vakti gelmemiş olan diğerlerinin ruhlarını ise, ecel denilen belirli bir süreye kadar yaşamaları için serbest bırakır. Demek ki, uykusundan uyanan insanlar, her defasında yeniden hayata gözlerini açmış, Rablerinin rızasını kazanmak için yeni bir fırsat daha yakalamış kuşkusuz bunda, hayat, ölüm ve ölümden sonraki yeniden diriliş üzerinde dikkatlice düşünen insanlar için, Allah’ın kudret ve azametini gözler önüne seren nice dersler, nice deliller vardır. Öyleyse bu inkârcılar, ölüm kendilerini ansızın yakalamadan önce, Rablerine dönmek için daha ne bekliyorlar?Allah, ölümü sırasında Canlar’ı vefat ettiriyor / alıyor. Uykusunda ölmemişlere gelince; Kendilerine Ölüm hükmedilmiş olanları tutuyor; Diğerleri’ni belirlenmiş bir süreye kadar bırakıyor. Düşünecek bir kavim için bunda elbette âyetler ölüm vakti gelen ruhları yanına çağırır. Uykusunda ölemeyen ruhları da çağırır. Sonunda ölmesine karar verdiği ruhları tutar, diğerlerini de bir süre daha serbest bırakır. Ölüm olayında, düşünce toplumu için ipuçları vardır... Allah; ister uykuda ister uyanık, kimin ölüm zamanı gelirse O’nun canını alır. Ölüm zamanı gelmeyenler ölmek isteseler de ölmeleri mümkün değildir. Onun için boşuna ölüm dilemeyin! Vakti gelince nasılsa öleceksiniz. Şüphesiz anlatılan bu gerçeklerde; düşünen bir topluluk için ibretler vardır. Allah nefislerin ölüm zamanı gelince, ölmeyenin de uykusundayken [nefis]leri vefat ettirir. [*] Ölümüne hükmettiğini kişinin ruhunu katında tutar; diğerini ise ölüm zamanı gelmeyeni ise belirlenmiş bir süreye kadar kişiye gönderir. Şüphesiz ki bunda düşünen bir toplum için dersler [yeteveffâ] fiili tek başına veya “ölüm”le ilgili bir kelimeyle kullanıldığında “öldürmek” demektir. Fakat burada ve Enâm 660’ta olduğu gib... Devamı..Ölüm vakti gelenlerin canlarını alan da ölüm vakti gelmeyenleri uykusunda ölü gibi yapan da Allah’tır. O, böylece ölümüne karar verilenlerin ruhunu alır, ötekileri ise belirli bir süreye bir ecele kadar erteler. Şüphesiz bunlarda, düşünen bir topluluk için ibretler Bu âyette iki önemli işaret vardır. 1. Ey Muhammed! Yani vekil sen değilsin Allah’tır. Çünkü canları ancak Allah alır. 2. Hidayet, hayata, dalâlet i... Devamı..Bütün insanların, [bedenen] öldüklerinde canlarını alan ve henüz ölmemiş olanları da uyku halinde [ölü gibi yapan] Allah’tır; [yalnız O’dur bu güce sahip olan] ⁴⁴ O, böylece ölümlerine hükmettiklerini [hayattan] koparır, diğerlerini de [kendisinin koyduğu] bir mühlet için salıverir. [Bütün] bunlarda gerçekten düşünenler için mesajlar vardır!44 Râzî’ye göre bu pasaj, öncesi sibâk ile temsîlî bir bağlantı içindedir. Hidayet aydınlığı hayata benzetilirken, insanın sapkınlığı ölüme, sürekli... Devamı..Allah, kişiyi ölümü anında vefat ettirir bilincini alır henüz ölmemiş olanları da uykusunda vefat ettirir. Ölümüne karar verilmiş olanların bilincini alıkoyar diğerlerini ise ölümü gelinceye kadar salıverir. İşte bunda, derinlemesine düşünebilen bir toplum için alınacak nice ibretler vardır. 6/60-61Allah insanların canlarını ölümleri sırasında alır, henüz ölmemiş olanları da uykusunda alır Derken[⁴¹⁴³] ölümüne hükmettiklerini katında tutar, geri kalanları sonu yasayla belirlenmiş bir süre doluncaya kadar geriye salar.[⁴¹⁴⁴] Kuşkusuz bunda, düşünen bir toplumun alacağı bir ders mutlaka vardır.[4143] Fâ, musahabe vurgusuyla çeviriye yansımıştır. [4144] Kur’an’daki insanın beşerî ölümüne ilişkin tüm atıflar bu âyet ışığında anlaşılmalıdır.... Devamı..Allah, nefisleri öldükleri zaman ve ölmeyenleri de uykularında öldürüverir. Artık üzerine ölüm ile hükmettiğini tutuverir ve diğerini de tayin edilmiş vakte kadar salıverir. Şüphe yok ki, bunda elbette alâmetler vardır, düşünücüler olan bir kavim gerçek koruyucu Allah, insanların ruhlarını ölümleri sırasında, ölmeyenlerin ruhlarını ise uykuları sırasında alır. Hakkında ölüm hükmü verdiği rûhu tutar, vermediği rûhu ise belirli bir süreye kadar salıverir. Muhakkak ki bunda, düşünen kimseler için alacak ibretler vardır. [6, 60-61]Allah, ölmekte olan canları alır, ölmeyenleri de uykularında bedenlerinden alıp kendilerinden geçirir; sonra ölümüne hükmettiğini yanında tutar, ötekilerini de belli bir süreye kadar salıverir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için ibretler ölüm esnasında ruhları alır[1], ölmeyenlerinkini de uykuda alır. Ölümüne hükmettiğini tutar, ötekini o belirlenmiş eceline[2] belli bir vakte kadar salıverir. Bunda, düşünen bir topluluk için göstergeler ayetler vardır.[*] Ruh'un bedenden alınması vefat, canlılığın son bulması ölümmevt'tir. İnsan ruhunun uyku sırasında vücuttan çıkmış olması ve o sırada canlığın de... Devamı..Allah ölüm vakti gelenlerin ve gelmeyenlerin canlarını alır. Ölümüne hüküm verilenlerinkini tutar, diğerlerini belirlenmiş bir süreye kadar salıverir. İşte bunda, düşünen bir toplum için işaretler sırasında Allah ruhları alır. Ölmemiş olanların ruhlarını ise uykularında alır; sonra, ölümüne hükmettiği kimsenin ruhunu tutar, diğerlerini de belirlenmiş bir ecele kadar geri gönderir. Tefekkür edecek bir topluluk için bunda âyetler canları, ölümleri sırasında alır, ölmeyenleri de uykuları sırasında. Sonra, haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkoyar; ötekileri, belirlenen bir süreye kadar salıverir. Bunda, iyice düşünen bir toplum için elbette ibretler alur canları ölmeġi vaķtında daħı anı kim ölmedi uyķusı vaķtında pes dutar anı kim hükm eyledi anuñ üzere ölümi daħı viribir birisin adanılmış vaķta degin. bayıķ şunuñ içinde nişānlardur bir ķavma kim endįşe Taālā ḳabż ider cānları öldükleri vaḳt. Daḫı ol ki ölmez uyḳusında,döndermez tenine üstine ölümi ḥükm eylegen cānı. Daḫı viribir birisini ömr müddeti tamām olunca. Taḥḳīḳ anda āyetler vardur bir ḳavme ki əcəli çatan kimsələrin canlarını ruhlarını onlar öldüyü zaman, ölməyənlərin hələ əcəli çatmayanların canlarını isə yuxuda alar çünki yuxu da ölüm kimi bir şeydir, yuxu zamanı ruh bədəni tərk edər. Ölümünə hökm olunmuş kimsələrin canlarını ruhlar aləmində saxlayar onların ruhu bir daha bədənlərinə qayıtmaz, beləliklə də bədən ölüb gedər. Digər ölümünə hökm olunmamış kimsələrin canlarını isə müəyyən bir müddətədək əcəlləri gəlib çatıncaya qədər yuxudan oyandıqda bədənlərinə qaytarar. Həqiqətən, bunda düşünən bir qövm üçün Allahın hər şeyə qadir olmasına, qiyamət günü ölüləri dirildəcəyinə dəlalət edən əlamətlər vardır!Allah receiveth men's souls at the time of their death, and that soul which dieth not yet in its sleep. He keepeth that soul for which He hath ordained death and dismisseth the rest till an appointed term. Lo herein verily are portents for people who take is Allah that takes the souls of men at death;4306 and those that die not He takes during their sleep4307 those on whom He has passed the decree of death, He keeps back4308 from returning to life, but the rest He sends to their bodies for a term appointed verily in this are Signs4309 for those who The mystery of life and death, sleep and dreams, is a fascinating enigma, of which the solution is perhaps beyond the ken of man. A vast mass of ... Devamı.. KuranZUMER Suresi42. Ayetiاللَّهُ يَتَوَفَّى الْأَنفُسَ حِينَ مَوْتِهَا وَالَّتِي لَمْ تَمُتْ فِي مَنَامِهَا فَيُمْسِكُ الَّتِي قَضَى عَلَيْهَا الْمَوْتَ وَيُرْسِلُ الْأُخْرَى إِلَى أَجَلٍ مُسَمًّى إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِّقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَallâhuAllahyeteveffâvefat ettirir, öldürürel enfusenefsler veya fizik vücutlarhîneo vakit, esnasında, anındamevti-hâonun ölümüve elletîve o kilem temutölmedifîde, içindemenâmi-hâonun uykusufeböylece, artıkyumsikututarelletîki okadâtakdir ettialeyheonun üzerineel mevteölümve yursiluve gönderirel uhrâdiğeriilâ ecelinecele kadarmusemmenbelirlenmiş, tayin edilmişinnemuhakkakfî zâlikebundalemutlaka, elbetteâyâtinâyetler, deliller, ibretlerliiçinkavminkavimyetefekkerûnetefekkür ediyorlar eden Abdulbaki GölpınarlıAllah, ölüm zamânında, ölenin rûhunu alır, ölmeyecek kişinin de uyuduğu zaman; ölümü mukadder olanın rûhunu, gerçekten de geri vermez, öbürünün rûhunuysa yollar muayyen ve mukadder bir zamana dek; şüphe yok ki bunda, düşünen topluluğa bir delil ParlıyanAllah ruhları ölümleri anında alır, henüz ölmemiş olanları da uyku halinde ölü gibi yapar. O böylece ölümlerine hükmettiklerini hayattan koparır, diğerlerini de kendisinin koyduğu bir zamana kadar bırakıverir. Şüphe yok ki bütün bunlarda, gerçekten düşünenler için öğütler ve ibretler UğurAllah, ölenin ölüm zamanı gelince, ölmeyenin de uykusunda iken canlarını alır da ölümüne hükmettiği canı alır, ötekini muayyen bir vakte kadar bırakır. Şüphe yok ki, bunda iyi düşünecek bir kavim için ibretler HulusiAllâh, ölümü tatma zamanı geldiğinde insanları vefat ettirir bedenin işlevsiz kalması. . . Ölmemiş olanları da uykularında bilinç dünyasına geçirtir. . . Hakkında ölüm hükmettiğini o boyutta tutar; diğerlerini belli bir ömür için irsâl eder. . . Muhakkak ki bu olayda derin düşünen bir topluluk için elbette işaretler TekinAllah, insanların ölümleri anında ruhlarını alarak ölümlerini gerçekleştirir. Ölmeyenin de uykularında ruhlarını alarak ölü gibi uyutur. Uykuları sırasında ölümlerine hükmettiği ruhları kudret elinde tutar, diğerlerini de belirli vâdeye kadar serbest bırakır. Gelişmeye devam eden, tefekkür-düşünme ağına sahip, faydalı sonuçlar elde edebilen toplumlar için, bunda Allah’ın sınırsız kudretini, kurduğu düzeni, yüce hikmetini gösteren âyetler, deliller Varol Allah, ölümleri anında canları alır. Ölmeyenin de uykusunda. Böylece hakkında ölüm hükmü verdiklerini tutar diğerini ise belli bir süreye kadar salıverir. Şüphesiz bunda düşünen bir topluluk için ayetler BulaçAllah, ölecekleri zaman canlarını alır; ölmeyeni de uykusunda bir tür ölüme sokar. Böylece, kendisi hakkında ölüm kararı verilmiş olanın ruhunu tutar, öbürüsünü ise adı konulmuş bir ecele kadar salıverir. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir kavim için gerçekten ayetler Fikri YavuzAllah, nefislerin ölümü zamanında, henüz ölmemişlerin de uyudukları sırada canlarını alır. Böylece üzerine ölüm hükmünü verdiği ruhları kıyamete kadar alıkor, diğerlerini uykudakileri mukadder bir müddete ecellerinin sonuna kadar salıverir. Şübhe yok ki bunda düşünür bir kavim için, Allah’ın kudret ve ilmine delâlet eden alâmetler BayraklıAllah, canları, ölümleri sırasında alır; ölmeyenleri de uykuları sırasında... Sonra, haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkoyar; ötekileri, belirlenen belli bir süreye kadar salıverir. Bunda düşünen bir toplum için dersler vardır.[496]Bekir SadakAllah, oleceklerin olumleri aninda, olmeyeceklerin de uykulari esnasinda ruhlarini alir. Olmelerine hukmettigi kimselerinkini tutar, digerlerini bir sureye kadar saliverir. Dogrusu bunda dusunen kimseler icin dersler YıldırımAllah, ölüm anında canları alır. Ölmeyenin de uykuda canını alır. Üzerine ölüm hükmettiğini alıkor, diğerini ise belirlenmiş bir vakte kadar salıverir. Şüphesiz ki bunda düşünebilen bir millet için belgeler, öğütler ve ibretler KülünkoğluAllah, ölecek insanların ruhlarını ölümü sırasında, ölüm vakti gelmeyenlerinkini de uykularında alır. Sonra ölümüne hükmettiklerinin ruhlarını tutar, diğerlerini belli bir süreye ömürlerinin sonuna kadar bırakır. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler İşleri eskiAllah, öleceklerin ölümleri anında, ölmeyeceklerin de uykuları esnasında ruhlarını alır. Ölmelerine hükmettiği kimselerinkini tutar, diğerlerini bir süreye kadar salıverir. Doğrusu bunda düşünen kimseler için dersler VakfiAllah, ölenin ölüm zamanı gelince, ölmeyenin de uykusunda iken canlarını alır da ölümüne hükmettiği canı alır, ötekini muayyen bir vakte kadar bırakır. Şüphe yok ki, bunda iyi düşünecek bir kavim için ibretler YükselALLAH ölümü anında nefsi bilinci alır; ölmeyenleri de uyku anında... Hakkında ölüm kararı verdiklerini tutar ve diğerlerini de belli bir süreye kadar salıp gönderir. Düşünen bir topluluk için bunda dersler ve işaretler Hamdi YazırAllah alır o canları öldükleri zaman, ölmiyenleri de uyuduklarında, sonra üzerlerine ölüm hukmü verdiklerini alıkor da diğerlerini salıverir bir müsemmâ ecele kadar, şübhesiz ki bunda düşünecek bir kavm için âyetler varElmalılı sadeleştirilmişAllah alır o canları öldükleri zaman; ölmeyenleri de uyuduklarında. Sonra haklarında ölüm kararı verdiklerini alıkoyar, diğerlerini belirlenmiş bir süreye kadar salıverir. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için deliller sadeleştirilmiş - 2Allah, o canları öldükleri zaman, ölmeyenleri de uyuduklarında alır. Sonra haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkor, diğerlerini de takdir edilmiş bir süreye kadar salıverir. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için nice ibretler KuranAllah, öleceklerin ölümleri anında, ölmeyeceklerinde uykuları esnasında ruhlarını alır. Sonra ölümlerine hükmettiği kimselerinkini tutar; diğerlerini bir süreye kadar salıverir. Doğrusu bunda, düşünen bir toplum için ibretler OnanTanrı, ölecekleri zaman canlarını alır; ölmeyeni de uykusunda bir tür ölüme sokar. Böylece, kendisi hakkında ölüm kararı verilmiş olanın ruhunu tutar, öbürünü ise adı konulmuş bir ecele kadar salıverir. Şüphesiz bunda, düşünen bir kavim için gerçekten ayetler Basri ÇantayAllah ölenin ölümü zamanında, ölmeyenin de uykusunda ruuhlarını alır. Bu suretle hakkında ölümü hükmetdiği ruuhu tutar, diğerini muayyen bir vaktâ eceli gelinceye kadar salıverir. Şübhe yok ki bunda iyi düşünecek bir kavm için kat'î ibretler vardır. Hayrat Neşriyat Allah, ölümleri ânında nefislerin ruhlarını alır. Ölmeyenleri ise uykularında bir nevi' ölüme mahkûm eder. Böylece, üzerlerine ölümle hüküm verdiği kimselerin ruhlarınıtutar; diğerlerini ise, belirli bir vakte öleceği zamâna kadar salıverir. Şübhesiz ki bunda, ibret alacak bir kavim için nice deliller KesirAllah; ölüm anında canları alır. Ölmeyenin ise uykusunda. Ölmelerine hükmettiği kimselerinkini tutar, diğerlerini belli bir süreye kadar salıverir. Doğrusu bunda; düşünen bir kavim için ayetler ÇelikAllah, öleceklerin ölümleri anında, ölmeyeceklerin de uykuları esnasında ruhlarını alır. Sonra ölümlerine hükmettiği kimselerinkini tutar; diğerlerini bir süreye kadar salıverir. Doğrusu bunda, düşünen bir toplum için ayetler EsedBütün insanların, bedenen öldüklerinde canlarını alan ve henüz ölmemiş olanları da uyku halinde ölü gibi yapan Allah'tır; yalnız O'dur bu güce sahip olan O, böylece ölümlerine hükmettiklerini hayattan koparır, diğerlerini de kendisinin koyduğu bir mühlet için salıverir. Bütün bunlarda gerçekten düşünenler için mesajlar vardır!Ömer Nasuhi BilmenAllah, nefisleri öldükleri zaman ve ölmeyenleri de uykularında öldürüverir. Artık üzerine ölüm ile hükmettiğini tutuverir ve diğerini de tayin edilmiş vakte kadar salıverir. Şüphe yok ki, bunda elbette alâmetler vardır, düşünücüler olan bir kavim ÖngütAllah öleceklerin ölümleri anında, ölmeyeceklerin de uykuları esnasında ruhlarını alır. Ölmelerine hükmettiği kimselerin ruhunu yanında tutar, diğerlerini belli bir süreye kadar bedenlerine gönderir. Şüphesiz ki bunda iyi düşünen kimseler için âyetler öğütler ve ibretler PirişAllah ölüm vakti gelenlerin ve gelmeyenlerin canlarını alır. Ölümüne hüküm verilenlerinkini tutar, diğerlerini belirlenmiş bir süreye kadar salıverir. İşte bunda, düşünen bir toplum için işaretler YıldırımAma gerçek koruyucu Allah, insanların ruhlarını ölümleri sırasında, ölmeyenlerin ruhlarını ise uykuları sırasında alır. Hakkında ölüm hükmü verdiği rûhu tutar, vermediği rûhu ise belirli bir süreye kadar salıverir. Muhakkak ki bunda, düşünen kimseler için alacak ibretler AteşAllâh, ölmekte olan canları alır, ölmeyenleri de uykularında bedenlerinden alıp kendilerinden geçirir; sonra ölümüne hükmettiğini yanında tutar, ötekilerini de belli bir süreye kadar salıverir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için ibretler KuranAllah, ölümleri vaktinde canları alır; ölmeyeni de uykusunda bir tür ölüme sokar. Böylece, kendisi hakkında ölüm kararı verilmiş olanın ruhunu tutar, öbürüsünü ise adı konulmuş bir ecele kadar salıverir. Şüphesiz bunda, düşünebilmekte olan bir kavim için gerçekten ayetler ŞimşekÖlüm sırasında Allah ruhları alır. Ölmemiş olanların ruhlarını ise uykularında alır; sonra, ölümüne hükmettiği kimsenin ruhunu tutar, diğerlerini de belirlenmiş bir ecele kadar geri gönderir. Tefekkür edecek bir topluluk için bunda âyetler Nuri ÖztürkAllah, canları, ölümleri sırasında alır, ölmeyenleri de uykuları sırasında. Sonra, haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkoyar; ötekileri, belirlenen bir süreye kadar salıverir. Bunda, iyice düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır. En çok arananlar kelimelerEn çok okunan hakkında33 farklı kuran mealini aynı anda okumanızı ve kıyaslamanızı sağlar, Kuran ayetlerinin Arapçasını okunaklı şekilde sunar. Arapça okunuşlarını Türkçe seslendirme karşılığıyla birlikte görebilmenize yarar. Hepsinden önemlisi, Çok uzun çalışmalar sonucu özel olarak geliştirilmiş arama motoru ile; Tüm kuran meallerini ve arapça karşılıklarını doğru ve hızlı şekilde aramanızı sağlar.

zümer suresi 42 ayet meali