İşteiflas konkordato isteyen inşaat şirketleri 1- AG İZOLASYON İNŞAAT, 2- MASSALE DİZAYN MOBİLYA REKLAM İNŞAAT TAAHHÜT, 3- SAĞLAM İNŞAAT MALZEMELERİ VE İTHALAT İHRACAT, 4- YILDIZ ALÜMİNYUM PVC
Bu kapsamda, alacakların borçlu lehine vazgeçilen kısmı, değersiz alacak niteliğini kazanacak ve değersiz alacak ile bu alacağa isabet eden karşılık, konkordatonun tasdiki kararının ilan edildiği (bağlayıcı hale geldiği) hesap dönemi itibariyle 213 sayılı Kanunun 322 nci maddesi hükmüne uygun olarak yok edilecektir.
Konkordato ilan eden veya hakkında iflas kararı verilen şirketlerle ilgili haberler gelmeye devam ediyor. Bu iş yerlerinde çalışan işçiler sendikaya üye ise sendikaları onlara hukuki
Konkordato usulünün amacı, alacaklıya borçlunun sunduğu konkordatoyu belirli bir süre içinde incelemesi ve mahkemece kabul etmesi için süre vermektir. Borçlu konkordato işlemini başlatırsa icra işlemi yapılamaz. Süresi dolmadan başlatılan işlemler durdurulabilir. Takip prosedürü geçersiz kalır. Konkordato re'sen dikkate alınmaktadır. Ancak rehni nakde çevirerek
konkordatoilan eden firmalar ile ilgili haber, galeri ve video içerikleri
konkordatoİlan eden fİrmalar firma listesi . İflas konkordato tel :(0530) 561 25 - Çankaya / ankara yildizevler mah. 745 cad. c-2 blok..
gx1Y18f. Konkordato ilanını yeniden düzenleyen teklif Meclis Genel Kurulu’nda yasalaştı. Yasa, abonelik alacaklarında elektronik takip sistemi getiriyor. Konkordato raporunu verecek denetim kuruluşları daraltılacak. Ticari alacak ve tazminat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulacak. Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek, yasalaştı. Kanun, ilgili kanun ve mevzuatta düzenlenen abonelik sözleşmeleri ile tüketiciye sunulup bedeli faturaya yansıtılan mal veya hizmetten kaynaklı ve avukatla takip edilen para alacaklarına ilişkin icra takiplerini kapsıyor. Takip işlemlerinin elektronik ortamda yapılmasını sağlamak amacıyla UYAP bünyesinde Merkezi Takip Sistemi oluşturulacak. Sistem sayesinde, takipler elektronik ortamda başlatılacak ve yürütülecek. YANILTICI RAPORA CEZA Yeni kanunla, İcra ve İflas Kanunu’nun 15 Mart 2018’de yürürlüğe giren konkordatoya ilişkin hükümleri revize ediliyor. Buna göre, sadece kamu yararına denetim yapma yetkisine sahip’ denetim firmaları rapor hazırlayabilecek. Denetim firmaları, hatalı ya da mahkemeyi yanıltıcı rapor hazırlamaları halinde lisans iptaline varan cezalarla karşı karşı kalabilecek. Konkordatoya giden şirketlere atanan komiserlerden en az birinin bağımsız denetçi olması zorunluluk haline gelecek. Düzenlemeyle şu anda 250 olan rapor verebilecek kuruluş sayısı 110’a düşecek. Raporlarda son 45 gün yerine üç aylık bilançolar dikkate alınacak. FİNANSAL ANALİZ RAPORU, GÜVENCE VEREN DENETİM RAPORU OLARAK DEĞİŞTİRİLİYOR Kanunla, borçlunun, konkordato talebine ekleyeceği belgelere yönelik değişiklik yapılıyor, eklenecek belgeler arasındaki finansal analiz raporu, güvence veren denetim raporu olarak değiştiriliyor. Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’nca yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşu tarafından Türkiye Denetim Standartları’na göre yapılacak denetim kapsamında hazırlanan ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin yapılacağı hususunda makul güvence veren denetim raporu ile dayanakları, konkordato başvurusu sırasında mahkemeye sunulacak. Denetim raporunu hazırlayacak denetim kuruluşlarının faaliyetleri, bu kuruluşların hak ve yükümlülükleri, hazırlanan raporların ilgili kurum tarafından incelenmesi ve denetlenmesi, bu raporlar sebebiyle denetim kuruluşlarının idari ve hukuki sorumlulukları ile diğer hususlar hakkında, 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri uygulanacak. KOMİSER SEÇİMİ Kanunla, konkordato komiserinin seçimi, nitelikleri ve eğitimiyle ilgili düzenleme yapılıyor. Üç komiser görevlendirilmesi durumunda komiserlerden biri, mahkemenin bulunduğu ilde faaliyet göstermek şartıyla Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yetkilendirilmiş bağımsız denetçiler arasından seçilecek. Komiserler bilirkişilik bölge kurulları tarafından oluşturulan komiser listesinden seçilecek. Listeye kayıt için Adalet Bakanlığı’nca izin verilen kurumlardan alınacak eğitimin tamamlanmış olması gerekecek. Bir kişi eş zamanlı olarak beşten fazla dosyada geçici komiser ve komiser olarak görev yapamayacak. Bu düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihte görülen konkordato talepleri hakkında, talep tarihinde yürürlükte bulunan hükümler uygulanacak. TİCARİ ALACAK DAVALARINDA ARABULUCULUK ŞARTI Ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce de arabulucuya başvurulması dava şartı olacak. Bu şart, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülen davalar hakkında uygulanmayacak. Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten 6 hafta içinde sonuçlandıracak. Bu süre, zorunlu hallerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilecek. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde, herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilecek. HABER MERKEZİ
Türk Lirası'nın önlenemez değer kaybının ardından birçok şirket konkordato başvurusunda bulunuyor. Başvuranlar arasında inşaat şirketleri de yer alıyor. İnşaat şirketlerinin konkordato ilan etmesi halinde evini teslim alamayan binlerce kişi ne yapacağını bilememenin şaşkınlığını yaşıyor. Peki tüketici ne yapmalı? Firma konkordato ilan ettiğinde, tüketicilerin vakit kaybetmeden konkordato komiserliğine başvuruda bulunması gerekiyor. Böylece alacaklılar listesine girerek, alacağını tahsil etmek için sırasını bekleyecek. Noter huzurunda taşınmaz sözleşmesi olmayan tüketiciler ödedikleri parayı talep edebilir. Ancak noter huzurunda taşınmaz sözleşmesi olanlar satın aldıkları evi talep etme hakkına sahip. Eğer konkordato ilan eden firma bu süreç sonunda iflas ederse, alacaklılar, toplam alacaklılar içindeki yüzdelik payı oranında hak talep edebiliyor. Mağdurlar yüz binleri bulabilir! Türkiye genelinde binlerce lisanslı ya da lisanssız müteahhit bulunuyor. Konkordato ilan eden şirketler arasında en çok inşaat sektöründe faaliyet gösterenler dikkat çekiyor. İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı Nusret Suna, "Son 6 aya baktığımızda ülkemizde inşaat sektöründe bir durgunluk baş gösterdi. Bunun arkasından büyük firmaların konkordato ilan ettiğini görüyoruz" dedi. Proje maketi üzerinde satışı yapılan ve tamamlanmayan, tüketicilere teslim edilmeyen inşaat projelerinde binlerce insan mağdur oluyor. Uzmanlara göre bu konuda mağdur kişi sayısı yüz binleri bulabilir. Ancak asıl mağduriyet bir inşaat firmasının konkordato ilan etmesinden kaynaklanmıyor. Maket proje üzerinde taşınmaz satın alan tüketicilerin asıl mağdur olduğu konu satış sözleşmelerinin noter huzurunda ya da tapu dairesinden yapılmamasından kaynaklanıyor. Noter huzurunda yapılmayan konut satış sözleşmeleri kanunen "Adi Sözleşme" olarak tabir ediliyor. Bu nedenle firma konkordato ilan ettiği zaman taşınmazı satın alan kişilerin sözleşmeleri, taşınmazdan hak talep etmelerini engelliyor. Mağdurlar firmadan sadece ödeme yaptığı meblağı talep edebiliyor. Ancak satış sözleşmesinin noter huzurunda tapu dairesinde yapılması durumunda, taşınmazı alanlar ödemesini yaptığını mülk üzerinden hak talep edebiliyor. "Hukuka aykırı" Uzmanlar, bir çok firmanın proje maketi üzerinden satış yaptıklarında, tüketicileri adi sözleşme yapmaya yönlendirdiklerini ve bunun tüketici kanununa aykırı olduğu uyarısında bulunuyor. Konuyu değerlendiren Gayrimenkul Hukuku uzmanı Avukat Gürsel Devrim İyim, "Noterde yapılmayan, adi biçimde yapılmış taşınmaz sözleşmeleriyle karşılaşıyoruz. Bunu özellikle büyük firmalar yapıyor. 'Noter masrafından kaçınmak için' diyorlar. Oysa noterde yapılmayan taşınmaz vaadi satış sözleşmesi geçerli değildir. Size çok kısıtlı istisnalar dışında taşınmazın devri hakkını doğurmaz. Bir istisnası var; taşınmaz bana adi bir şekilde satıldı. Ben orada yaşamaya başladım. Bu durumda tapunun bana verilmesi için dava açabiliyorum. Eğer noterde yapılan bir sözleşme yoksa, 'ev aldım ya da taşınmaz aldım' sanıyorsunuz ama aldığınız hiçbir şey yoktur. Yaptığınız işlem geçersizdir. Siz yalnızca belgede ödediğiniz para belli ise onu talep edebilirsiniz. Ekonomik taleptir bu ve buna çok dikkat edilmesi gerekir. Noterde yapılmayan taşınmaza ait işlemler geçersizdir. Sadece ekonomik talepte bulunma hakkına sahip oluyorsunuz. Ama sizin amacınız çok farklıydı, amacınız bir ev almaktı. Yapılan işlemin noterde yapılıp, yapılmadığı önem arz ediyor. Çok çok büyük şirketler adi sözleşme yapıyorlar. Kağıda yazmış, imza atmış, kendi aralarında yapmışlar satışı" şeklinde konuştu. "Kurallara uyulmuş olsa..." Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu, 2014 yılında çıkan 652 sayılı Tüketici Kanunu'na dikkat çekerek, "Bu kurallara uyulmuş olsa maketten konut satın alıp bir tek kişi mağdur olmaz. Mümkün değil çünkü bu kanun 40. maddesi ve devamındaki maddelerde satışın nasıl yapılacağı, sözleşmenin nasıl olacağı ne şekilde teminata bağlanacağı açık açık yazıyor. Adi sözleşme yani noter veya tapu dışında yapılan ön ödemeli konut satışı yasak, kanuna aykırı. Bakanlığa ihbar edildiği takdirde ciddi para cezaları ve yaptırımlarla karşı karşıya kalırlar. Yarıca kanuna aykırı sözleşmelerle tüketicinin mağduriyetine sebep olan müteahhit firmanın yetkilileri de dolandırıcılıktan yargılanabilirler" dedi. "Ne ipotek ne haciz" Ağaoğlu, "Bir maket, bir proje ve bir de müteahhidin antetli kağıdı ile olmaz bu iş. Olması gereken şekli notere gidilecek, düzenleme suretiyle yapılacak, tapuya verilmiş olan belediyeden onaylı inşaat projesinde hangi kattan, hangi daireyi aldığına dair noter belgesi işlenecek. Ondan sonra ne üzerine ipotek gelebilir, ne de haciz gelebilir. Çünkü o daire artık tüketicinindir. Tüketicinin bugün mağdur olmasının temelinde yatan sebep tüketici kanunun ön gördüğü şartların yerine getirilmeden sözleşmelerin yapılması. Burada biz tüketici örgütleri de sorumluyuz. Tüketicileri yeterince bilinçlendiremedik. Açık ve net söylüyorum bu şekilde satış yapmak yasak. Şirketin antetli kağıdıyla konut satışı olmaz. Bitmemiş konutların satışı mutlaka noterden yapılacak, noter harcı da kaldırıldı, engel değil veya tapuya gidilecek. Noterden yapıldıysa tapuya şerh düşüldüğünde artık o tüketici garantidedir. Konut satışları bu yöntemlerle yani hukuka aykırı şekilde yapılıyorsa mağdurlar yüz binlerle ifade edilecektir" şeklinde konuştu. 5 binin üzerinde mağdur Esenyurt'ta bulunan bir projeden daire alan mağdurlar ise alacaklarına karşı çözüm arıyor. 5 binin üzerinde mağdurun bulunduğu projede yine adi sözleşme yapıldığı dikkat çekiyor. Mağdurların çok azı noter satışı yaptığını dile getiriyor. Sözleşmelerinin noter mi yoksa firma sözleşmesi olduğundan bile haberi olmayanlar bulunuyor. Mağdurlar sık sık tamamlanmamış inşaata giderek teslim edilmeyen evlerine bakıyorlar. Mağdurlar haklarını tek tek mahkemede ararken, sosyal medya üzerinde iletişim kurarak birlikte çözüm arıyor ve birbirlerine destek oluyorlar. "Gereğinden fazla inşaat yaptık" İnşaat sektörünün yaşadığı dar boğazı anlatan İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Başkanı Nusret Suna, "Son 6 aya baktığımızda ülkemizde inşaat sektöründe bir durgunluk baş gösterdi. Bunun arkasından büyük firmaların konkordato ilan ettiğini görüyoruz. Ama iş bununla bitmiyor. Bunun yanında yüzlerce de bireysel inşaat firmaları, yap-sat müteahhitliği yapan firmalarda da kapanmalar var. Kamu işleri yapan müteahhit firmalarında işten çıkarmalar devam ediyor. İnşaatlar durmuş vaziyette. Dileriz ki bu durgunluk fazla uzun sürmez, 'kısa sürede bunu atlatırız' diye düşünüyorum. Biz gereğinden fazla inşaat yaptık. Bu bir plan dahilinde değildi. En büyük sıkıntı bu" dedi. "İhtiyacın yüzde 40'ından fazla" Suna, "İnşaat kalemlerimizden bazıları da ithal malzemelerden oluşur. Ülkemizde kendi ürettiğimiz demir yetersiz olduğu için ithal ediliyor ve inşaatların temel malzemesi bu. Döviz fiyatlarındaki aşırı dalgalanma inşaat maliyetlerini de etkiliyor. Vitrifiye malzemeleri, boya malzemeleri ithal ürünler. Bunların bütününe baktığımız zaman konut inşaatlarında malzemenin yüzde 30'u ithaldir. Bu yüzde 30'luk ithal malzemede dövize bağlı olduğu için yüzde 15-20 civarında maliyet artışı yaşandı" şeklinde konuştu. Nusret Suna, Türkiye genelinde konut fazlası olduğuna dikkat çekerek, "Türkiye geneline baktığımız zaman milyon mertebesinde ihtiyaçtan fazla konut var. İstanbul'a baktığımız zamanda da, İstanbul'un şu andaki konut sayısının yüzde 30-40'ı ihtiyaçtan fazla. Muazzam derecede satılığa çıkarılmış boş duran konut var. Konkordato nedir? İcra ve İflas Kanunu'nun 285-309. maddeleri arasında düzenlenmiş olan konkordato, Şubat ayında TBMM'de kabul edilerek Mart'ta Resmi Gazete 'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7101 sayılı "İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" ile yeni bir yapıya dönüştürüldü. Bu değişiklikle, bünyesinde pek çok sorunu barındıran iflasın ertelenmesi düzeni yerine konkordato düzeni getirildi. Konkordato uzun süredir var olmasına rağmen Şubat'ta yapılan değişiklikler ile daha pratik ve uygulanabilir hale getirildi. Konkordato aslında, finansal yapısı önemli ölçüde bozulan iyi niyetli ve dürüst borçlu işletmeler ile kooperatifleri korumayı amaçlayan bir düzenleme. Ancak, piyasadaki borç ödeme sıkıntısı firmaları ister istemez konkordatoya yönlendiriyor. Kendi kusuru olmaksızın mali durumu bozulmuş olan bir borçlunun alacaklıları ile yaptığı bir borç ödeme anlaşması. Buna göre, borçlu kalan borçlarını bir plan dahilinde ödemeyi kabul ediyor. Borçlunun mevcut alacaklarının en az yüzde 50'sinin borçlarını karşılayacak durumda olması gerekiyor. Konkordato için İcra Hukuk Mahkemesi'ne yapılan başvuru, Asliye Ticaret Mahkemesi'nin onayı ile geçerlilik kazanıyor. Onaylanmadığı sürece konkordato süreci başlamıyor. İlk olarak firmaya 3 aylık ön süre tanınıyor. Ardında bu süre bir yıla uzatılıyor. Ancak konkordato sürecinde borçlu alacaklılara ödeme yapamazsa iflas süreci başlıyor.
Abone Ol Geçen yıl yaşanan kur krizinin ardından konkordato ilanları hız kazanmıştı. Kemal Tanca, Les Ottomans Otel ve Telpa geçtiğimiz günlerde konkordato kervanına yılında yaşanan kur krizi nedeniyle çok sayıda firma art arda konkordato ilan etmişti. Daha sonra getirilen düzenlemelerle bankaların da ısrarı sonucu konkordato ilan etmek zorlaştı. Fakat son zamanlarda konkordato haberleri gelmeye devam son birkaç aylık sürede konkordato ilan eden şirketlerBURSA’NIN KÖKLÜ FİRMASI KAFKASKestane şekerleriyle ünlü faaliyetlerine 1930 yılında başlayan Bursa’nın köklü firması Kafkas konkordato ilan etmişti. Kafkas'a yasa gereğince geçici konkordato mühleti verilmişti. Geçici mühlet kararı 27 Haziran’da DEVİ YENİ ELEKTRİK Eski Başkanı Ünal Aysal’ın şirketi Unit’in yüzde 60 payla ortak olduğu Yeni Elektrik Üretim konkordato ilan etmişti. Yeni Elektrik'in Gebze'de 850 megavatlık elektrik üretim santrali bulunuyor. Unit – Ansaldo ortaklığında Galatasaray Eski Başkanı Ünal Aysal'ın şirketi Unit'in payı ise yüzde Unit Investment NV ve Ansaldo Energia ortak girişimi olan Yeni Elektrik Üretim 2007 yılında kuruldu. Kuruluş amacı doğrultusunda, EPDK’ya Üretim Lisansı almak üzere başvuru yapan Yeni Elektrik Üretim 2008 yılında üretim lisansını almış ve Kocaeli – Dilovası İMES OSB içerisinde üretim tesisi kurmaya hak YILLIK DEV ŞİRKET TEMİZOCAK KUYUMCULUKİzmir’de, 83 yıllık tarihi olan ve 1974 yılında Türkiye’nin ilk entegre üretim yapan kuyumculuk fabrikasını açan İzmir menşeli Temizocak Kuyumculuk, konkordato ilan etmişti. Karşıyaka Asliye Ceza Mahkemesi’nce, Temizocak Kuyumculuk ve Hassas Döküm Sanayi Ticaret yönelik olarak, geçici mühlet’ kararı DEVİ BOLDERAKayserili Boldera Mobilya konkordato talep etmişti. Mahkeme, mali sıkıntı yaşayan şirkete 3 aylık mühlet vermiş, komiser atamasını yapmıştı. Yarım asırlık şirketin ürünleri Türkiye genelindeki 300 bayide satılıyor. Şirket 22 ülkeye de ihracat DEVİ BAYSAN43 yıllık geçmişi olan Baysan Trafo konkordato ilan etmişti. Konkordato başvurusunu değerlendiren Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, Baysan İthalat İhracat Ticaret Anonim Şirketi ile Baysan Trafo Kazanları Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi hakkında üç ay süre ile geçici mühlet kararı vererek, geçici komiser olarak Murat Çelik, Ferah Yıldız ve İrfan Murat atadı. Firma ile ilgili diğer duruşma 27 Kasım'da DEVİ POYRAZ İNŞAATYurt içerisinde ve yurt dışında pek çok büyük projeye imza atan Ankara’nın en köklü inşaat firmaları arasında gösterilen Poyraz İnşaat konkordato talebinde ŞİRKET DAHA KONKORDATO İSTEDİMobil İletişim Araçları ve Bilgi Teknolojileri İş Adamları Derneğinin eski başkanı Murat Dursun, iki şirketi için konkordato istedi. Konkordato talebinde bulunan şirketler listesine, ünlü iş insanı Murat Dursun da katılmıştı. Uzun yıllar Mobil İletişim Araçları ve Bilgi Teknolojileri İş Adamları Derneği’nin MOBİSAD başkanlığını yapan Dursun sahibi olduğu Alonet Bilgi Teknolojileri AŞ ve Kampanya Elektronik Cihazları Tic. AŞ için konkordato GEMİ ÜRETİYORDU KONKORDATO İLAN ETTİAskeriyeye de gemi üretimi yapan yarım asırlık Selah Tersanesi AŞ konkordato istedi. Şirketin yanı sıra şirket yöneticileri için de yapılan başvuru sonrası mahkeme konkordato komiseri ataması yaptı. Mahkeme, 3 aylık geçici mühlet kararı TANCA KONKORDATO İLAN ETTİ1950 yılında kurulmuş olan Kemal Tanca konkordato ilan etti. Mahkeme, konkordato talebini incelemek üzere ünlü ayakkabı markasının mali tablosunu incelemesi için bilirkişiden rapor OTTOMANS HOTEL DE KERVANA KATILDIGalatasaray Kulübü'nün eski başkanı Ünal Aysal, sahibi olduğu Kuruçeşme'deki Les Ottomans Hotel için konkordato talep NEDİR?Bir borçlunun ticari durumunun sarsılmış olmasıyla alacaklıların, alacaklarını belli bir plana göre almaları konusunda kendi aralarında vardıkları ve mahkemece onaylanan anlaşma. Video haberler için YouTube kanalımıza abone olun
Bölükbaşı Mağazacılık hakkında İşletmekte olduğumuz mağazamız tobacco shop ürünleri , tekstil , hediyelik eşya gümüş, bileklik,kolye , 1. derece özel purolar , havuz malzemeleri , valiz vs gibi icerikleri barındırmakta olup Radisson blu İstanbul Zeytinburnu otelin için de yer almaktadır
Türk Lirası'nın önlenemez değer kaybının ardından birçok şirket konkordato başvurusunda bulunuyor. Başvuranlar arasında inşaat şirketleri de yer alıyor. İnşaat şirketlerinin konkordato ilan etmesi halinde evini teslim alamayan binlerce kişi ne yapacağını bilememenin şaşkınlığını yaşıyor. Peki tüketici ne yapmalı? Firma konkordato ilan ettiğinde, tüketicilerin vakit kaybetmeden konkordato komiserliğine başvuruda bulunması gerekiyor. Böylece alacaklılar listesine girerek, alacağını tahsil etmek için sırasını bekleyecek. Noter huzurunda taşınmaz sözleşmesi olmayan tüketiciler ödedikleri parayı talep edebilir. Ancak noter huzurunda taşınmaz sözleşmesi olanlar satın aldıkları evi talep etme hakkına sahip. Eğer konkordato ilan eden firma bu süreç sonunda iflas ederse, alacaklılar, toplam alacaklılar içindeki yüzdelik payı oranında hak talep edebiliyor. Mağdurlar yüz binleri bulabilir! Türkiye genelinde binlerce lisanslı ya da lisanssız müteahhit bulunuyor. Konkordato ilan eden şirketler arasında en çok inşaat sektöründe faaliyet gösterenler dikkat çekiyor. İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı Nusret Suna, "Son 6 aya baktığımızda ülkemizde inşaat sektöründe bir durgunluk baş gösterdi. Bunun arkasından büyük firmaların konkordato ilan ettiğini görüyoruz" dedi. Proje maketi üzerinde satışı yapılan ve tamamlanmayan, tüketicilere teslim edilmeyen inşaat projelerinde binlerce insan mağdur oluyor. Uzmanlara göre bu konuda mağdur kişi sayısı yüz binleri bulabilir. Ancak asıl mağduriyet bir inşaat firmasının konkordato ilan etmesinden kaynaklanmıyor. Maket proje üzerinde taşınmaz satın alan tüketicilerin asıl mağdur olduğu konu satış sözleşmelerinin noter huzurunda ya da tapu dairesinden yapılmamasından kaynaklanıyor. Noter huzurunda yapılmayan konut satış sözleşmeleri kanunen "Adi Sözleşme" olarak tabir ediliyor. Bu nedenle firma konkordato ilan ettiği zaman taşınmazı satın alan kişilerin sözleşmeleri, taşınmazdan hak talep etmelerini engelliyor. Mağdurlar firmadan sadece ödeme yaptığı meblağı talep edebiliyor. Ancak satış sözleşmesinin noter huzurunda tapu dairesinde yapılması durumunda, taşınmazı alanlar ödemesini yaptığını mülk üzerinden hak talep edebiliyor. "Hukuka aykırı" Uzmanlar, bir çok firmanın proje maketi üzerinden satış yaptıklarında, tüketicileri adi sözleşme yapmaya yönlendirdiklerini ve bunun tüketici kanununa aykırı olduğu uyarısında bulunuyor. Konuyu değerlendiren Gayrimenkul Hukuku uzmanı Avukat Gürsel Devrim İyim, "Noterde yapılmayan, adi biçimde yapılmış taşınmaz sözleşmeleriyle karşılaşıyoruz. Bunu özellikle büyük firmalar yapıyor. 'Noter masrafından kaçınmak için' diyorlar. Oysa noterde yapılmayan taşınmaz vaadi satış sözleşmesi geçerli değildir. Size çok kısıtlı istisnalar dışında taşınmazın devri hakkını doğurmaz. Bir istisnası var; taşınmaz bana adi bir şekilde satıldı. Ben orada yaşamaya başladım. Bu durumda tapunun bana verilmesi için dava açabiliyorum. Eğer noterde yapılan bir sözleşme yoksa, 'ev aldım ya da taşınmaz aldım' sanıyorsunuz ama aldığınız hiçbir şey yoktur. Yaptığınız işlem geçersizdir. Siz yalnızca belgede ödediğiniz para belli ise onu talep edebilirsiniz. Ekonomik taleptir bu ve buna çok dikkat edilmesi gerekir. Noterde yapılmayan taşınmaza ait işlemler geçersizdir. Sadece ekonomik talepte bulunma hakkına sahip oluyorsunuz. Ama sizin amacınız çok farklıydı, amacınız bir ev almaktı. Yapılan işlemin noterde yapılıp, yapılmadığı önem arz ediyor. Çok çok büyük şirketler adi sözleşme yapıyorlar. Kağıda yazmış, imza atmış, kendi aralarında yapmışlar satışı" şeklinde konuştu. "Kurallara uyulmuş olsa..." Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu, 2014 yılında çıkan 652 sayılı Tüketici Kanunu'na dikkat çekerek, "Bu kurallara uyulmuş olsa maketten konut satın alıp bir tek kişi mağdur olmaz. Mümkün değil çünkü bu kanun 40. maddesi ve devamındaki maddelerde satışın nasıl yapılacağı, sözleşmenin nasıl olacağı ne şekilde teminata bağlanacağı açık açık yazıyor. Adi sözleşme yani noter veya tapu dışında yapılan ön ödemeli konut satışı yasak, kanuna aykırı. Bakanlığa ihbar edildiği takdirde ciddi para cezaları ve yaptırımlarla karşı karşıya kalırlar. Yarıca kanuna aykırı sözleşmelerle tüketicinin mağduriyetine sebep olan müteahhit firmanın yetkilileri de dolandırıcılıktan yargılanabilirler" dedi. "Ne ipotek ne haciz" Ağaoğlu, "Bir maket, bir proje ve bir de müteahhidin antetli kağıdı ile olmaz bu iş. Olması gereken şekli notere gidilecek, düzenleme suretiyle yapılacak, tapuya verilmiş olan belediyeden onaylı inşaat projesinde hangi kattan, hangi daireyi aldığına dair noter belgesi işlenecek. Ondan sonra ne üzerine ipotek gelebilir, ne de haciz gelebilir. Çünkü o daire artık tüketicinindir. Tüketicinin bugün mağdur olmasının temelinde yatan sebep tüketici kanunun ön gördüğü şartların yerine getirilmeden sözleşmelerin yapılması. Burada biz tüketici örgütleri de sorumluyuz. Tüketicileri yeterince bilinçlendiremedik. Açık ve net söylüyorum bu şekilde satış yapmak yasak. Şirketin antetli kağıdıyla konut satışı olmaz. Bitmemiş konutların satışı mutlaka noterden yapılacak, noter harcı da kaldırıldı, engel değil veya tapuya gidilecek. Noterden yapıldıysa tapuya şerh düşüldüğünde artık o tüketici garantidedir. Konut satışları bu yöntemlerle yani hukuka aykırı şekilde yapılıyorsa mağdurlar yüz binlerle ifade edilecektir" şeklinde konuştu. 5 binin üzerinde mağdur Esenyurt'ta bulunan bir projeden daire alan mağdurlar ise alacaklarına karşı çözüm arıyor. 5 binin üzerinde mağdurun bulunduğu projede yine adi sözleşme yapıldığı dikkat çekiyor. Mağdurların çok azı noter satışı yaptığını dile getiriyor. Sözleşmelerinin noter mi yoksa firma sözleşmesi olduğundan bile haberi olmayanlar bulunuyor. Mağdurlar sık sık tamamlanmamış inşaata giderek teslim edilmeyen evlerine bakıyorlar. Mağdurlar haklarını tek tek mahkemede ararken, sosyal medya üzerinde iletişim kurarak birlikte çözüm arıyor ve birbirlerine destek oluyorlar. "Gereğinden fazla inşaat yaptık" İnşaat sektörünün yaşadığı dar boğazı anlatan İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Başkanı Nusret Suna, "Son 6 aya baktığımızda ülkemizde inşaat sektöründe bir durgunluk baş gösterdi. Bunun arkasından büyük firmaların konkordato ilan ettiğini görüyoruz. Ama iş bununla bitmiyor. Bunun yanında yüzlerce de bireysel inşaat firmaları, yap-sat müteahhitliği yapan firmalarda da kapanmalar var. Kamu işleri yapan müteahhit firmalarında işten çıkarmalar devam ediyor. İnşaatlar durmuş vaziyette. Dileriz ki bu durgunluk fazla uzun sürmez, 'kısa sürede bunu atlatırız' diye düşünüyorum. Biz gereğinden fazla inşaat yaptık. Bu bir plan dahilinde değildi. En büyük sıkıntı bu" dedi. "İhtiyacın yüzde 40'ından fazla" Suna, "İnşaat kalemlerimizden bazıları da ithal malzemelerden oluşur. Ülkemizde kendi ürettiğimiz demir yetersiz olduğu için ithal ediliyor ve inşaatların temel malzemesi bu. Döviz fiyatlarındaki aşırı dalgalanma inşaat maliyetlerini de etkiliyor. Vitrifiye malzemeleri, boya malzemeleri ithal ürünler. Bunların bütününe baktığımız zaman konut inşaatlarında malzemenin yüzde 30'u ithaldir. Bu yüzde 30'luk ithal malzemede dövize bağlı olduğu için yüzde 15-20 civarında maliyet artışı yaşandı" şeklinde konuştu. Nusret Suna, Türkiye genelinde konut fazlası olduğuna dikkat çekerek, "Türkiye geneline baktığımız zaman milyon mertebesinde ihtiyaçtan fazla konut var. İstanbul'a baktığımız zamanda da, İstanbul'un şu andaki konut sayısının yüzde 30-40'ı ihtiyaçtan fazla. Muazzam derecede satılığa çıkarılmış boş duran konut var. Konkordato nedir? İcra ve İflas Kanunu'nun 285-309. maddeleri arasında düzenlenmiş olan konkordato, Şubat ayında TBMM'de kabul edilerek Mart'ta Resmi Gazete 'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7101 sayılı "İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" ile yeni bir yapıya dönüştürüldü. Bu değişiklikle, bünyesinde pek çok sorunu barındıran iflasın ertelenmesi düzeni yerine konkordato düzeni getirildi. Konkordato uzun süredir var olmasına rağmen Şubat'ta yapılan değişiklikler ile daha pratik ve uygulanabilir hale getirildi. Konkordato aslında, finansal yapısı önemli ölçüde bozulan iyi niyetli ve dürüst borçlu işletmeler ile kooperatifleri korumayı amaçlayan bir düzenleme. Ancak, piyasadaki borç ödeme sıkıntısı firmaları ister istemez konkordatoya yönlendiriyor. Kendi kusuru olmaksızın mali durumu bozulmuş olan bir borçlunun alacaklıları ile yaptığı bir borç ödeme anlaşması. Buna göre, borçlu kalan borçlarını bir plan dahilinde ödemeyi kabul ediyor. Borçlunun mevcut alacaklarının en az yüzde 50'sinin borçlarını karşılayacak durumda olması gerekiyor. Konkordato için İcra Hukuk Mahkemesi'ne yapılan başvuru, Asliye Ticaret Mahkemesi'nin onayı ile geçerlilik kazanıyor. Onaylanmadığı sürece konkordato süreci başlamıyor. İlk olarak firmaya 3 aylık ön süre tanınıyor. Ardında bu süre bir yıla uzatılıyor. Ancak konkordato sürecinde borçlu alacaklılara ödeme yapamazsa iflas süreci başlıyor.
konkordato ilan eden firmalar aydın