Mahşerde kendi derdimiz başımızdan aşarken evlatlarımızın gelip yakamızdan yapışacakları Abese suresinin 33-34-35. ayetlerinde sert bir ifade ile bildirilmiştir. Sh. 584. Namazın terkinin bir müslüman için büyük bir felaket olacağını, tevbe edip en kısa zamanda namaz borçlarımızdan kaza ederek kurtulabileceğimizi
İslam’ın Temizliğe Verdiği Önem. islamda temizliğin önemi. muslim. peygamber. Peygamberimizin temizliğe verdiği önem. sahabe. sarhoş. sarhoş adam. Temizliğin Aile Huzuruna Etkisi.
Yazın başı pişenin kışın aşı pişer çok basit bir söz gibi duruyor aslında ama Atalarımız öyle sözler söylemişlerki gerçekten ilk okuduğunda anlaşılmıyor gibi ama içinde çok ince bir mesaj var. Peki ne anlama geliyor yazın başı pişenin kışın aşı pişer demek. Çocukluğumuzdan beri duyduğumuz hikayeler vardır
Zilhicce ayı Zilhicce ayı, orucu ve faziletleri ile Müslüman aleminin araştırdığı konular Hicri Takvim kullanmanın önemi Hicri Takvim kullanmanın önemi Takvim, zamanı günlere, aylara, yıllara bölme Çocuklar İçin Hikayelerle Esma’ül Hüsna: El-Kahhar EL-KAHHAR: Her şeye hakim Çok eski zamanlarda Mısır'da yaşayan
NAMAZIN FAZİLETİ İLE İLGİLİ AYET. “Şüphesiz ki namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar.” (Ankebût sûresi, 45) Âyet-i kerîmenin tamamının anlamı şöyledir: “Sana vahyedilen kitabı oku ve namazı kıl. Şüphesiz ki namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak elbette en büyük ibadettir.
NamazınÖnemi ile ilgili indirilebilir dosyalar, bilgiler kaynaklar belgeler. İletişim; Üstte Namazın Önemi ile ilişkili 1 dosya görüntüleniyor.
YKK6dh. Namaz İle İlgili HikayelerTürkan Hanım dindar bir ailede büyümüştü. Annesi her fırsatta ona ve kardeşlerine namaz kılmalarını söyler, hatta kızarak onları uyarırdı. Türkan Hanım namazın kılınması gerektiğine inanır, ama yine de kılmazdı, çünkü kılmak nefsine zor geliyordu. Bazen başlar, sonra terk ve çocukları oldu. Annesi her geldiğinde aynı şekilde namaz kılmaları için ikaz etmeyi sürdürüyor, o da ısrarla kılmamaya devam ediyordu. Çok istemesine rağmen bir türlü nefsine galip gelemiyordu. Bir gün arkadaşları ona oturmaya geldi. İçlerinden biri annesini de yanında getirmişti. Teyze çok mübarekti. Öyle tatlı konuşuyordu ki, onu dinleyen saatler geçse usanmazdı. Teyze bir ara namaz konusuna değindi. O anlatırken, Türkan Hanım annesini hatırlamış ve annesinin eski günlerdeki namaz ikazlarını düşünüyordu. Misafirler de teyzeyi zevkle Hanımın küçük oğlu Zekeriya, dört yaşındaydı. Oynadığı oyunu bırakmış, teyzenin koltuğu dibinde iki elini yumruk yapıp yüzüne dayamış bir şekilde, kıpırdamadan dinliyordu. Annesi ikram için mutfakla salon arasında koşturup dururken mevzu değişmişti. O da onların yanına oturup sohbetin güzelliğine kapılarak çayını yudumlamaya başladı.“Anne, senin yerine ben namaza başlayacağım”Tam bu sırada mutfaktan bir gürültü geldi. Arkasından da oğlunun çığlığı duyuldu. Telâşla mutfağa koştu Türkan Hanım. Misafirler de korkuyla peşinden gittiler. Oğlu bir sandalye koyarak lavaboya çıkmıştı. Bir ayağı lavabonun içinde, diğeri ise dışarıdaydı. Sandalye devrilmiş yerde dururken, oğlu da lavabonun kenarında korkmuş bir şekilde asılı duruyordu. Koşup kucağına aldı. Su içeceğini zannederek“İsteseydin ben verirdim yavrum, ya düşüp bir yerine zarar verseydin” diye Hanım oğlunun verdiği cevabı, uzun yıllar geçmesine rağmen hâlâ unutamaz; çünkü şöyle demişti çocuğu“Anne, ben abdest alacaktım. Teyze dedi ya, namaz kılmayanlara Allah ceza verecekmiş diye. Ben de, sen ceza almayasın diye senin yerine namaza başlayacaktım.”O an Türkan Hanım, tepeden tırnağa titrediğini hissetti. Allah, yıllarca namaz kılmayan Türkan Hanıma oğlunun davranışıyla müthiş bir ders vermişti. Yavrusuna sarılıp dakikalarca hikâye birçok bakımdan ders verici. Aslında çocuklar büyüklere değil, anne babalar evlâtlarına namazı öğretmeli. Çünkü, Peygamber Efendimiz çocuklarımıza yedi yaşına geldiklerinde namaz kıldırmamızı ve on yaşına geldiklerinde ise ciddi bir şekilde üzerinde durmamızı -küçük yaşlarda gerek camilere götürerek, gerek ise evde cemaat yaparak- namazı sevdirmeli ve onlara örnek olmalıyız. Namaz çocuklara tatlı bir üslûpla, sevdirilerek anlatıldığı takdirde çocukların namaza karşı ilgi ve sevgileri kaçınılmaz olur.******ADAM, bineceği otobüsün kalkmasına bir saatten fazla süre olduğu için, terminalin yarı aydınlık koridorlarını arşınlıyordu Ellerini yıkamak üzere biraz ilerideki mescide yanaştığında, iş tulumları giymiş bir genç ona doğru gelerek — Herhalde namaz kılacaksınız, dedi Abdest alma yerimiz de mevcutturAdam, elindeki sigaranın külünü delikanlının ayakları dibine silkelerken— Sen herhalde görevlisin, diye diklendi Ne iş yaparsın burda?Delikanlı, köşedeki süpürgeye işaret ederek— Temizlikçiyim efendim, diye kekeledi Lavabo ve tuvaleti temizliyorumAdam, onu alaycı gözlerle süzerken— Ben, namazı senin gibi çulsuzlara bıraktım, diye sırıttı Bu iş size öyle yakışıyor ki…Temizlikçi genç, adamın hakaretine aldırmayacak kadar olgundu Fakat namaza karşı yapılan saygısızlık, canını çok sıkmıştı Vereceği cevabı bir süre düşündükten sonra, susmayı tercih ederek işine döndüAdam, mağrur adımlarla oradan uzaklaşırken, başının döndüğünü hissetti Sırtından çıkartarak koluna aldığı kaşe paltonun ağırlığını da ilk defa farkediyordu Biraz önce yediği iki porsiyon kebap, herhalde tansiyonunu yükseltmiş ve kendisini hâlsiz bırakmıştı Birkaç adım daha attığında âniden fenalaşarak dizleri üzerine çöktü Allah’tan ki kolundaki palto ondan önce yere serilmiş ve yeni aldığı takım elbisenin kirlenmesini engellemişti Adam, çömelmiş vaziyette olmasına rağmen fırıldak gibi dönen başını yere dayayarak bir müddet dinlendi ve tekrar doğrulduğunda, aynı rahatsızlığı duyarak hareketini tekrarladı Fakat, başkaları tarafından görülmüş olmaktan endişe ediyordu Bunun için başını yerden kaldırıp sağa sola bakındığında, terminalin çaycısı olduğu anlaşılan bir gençle burun buruna geldiDelikanlı, adamı saygılı bir ifadeyle selâmlarken— Allah kabul etsin bey amca, dedi Ama kıble biraz daha sağa doğruydu*******Kıyamet kopmuştu Olağan üstü bir kalabalık vardı Her yer insanlarla doluyduKimi şaşırıp kalmış, hareketsiz bir şekilde etrafına bakınıyor; kimi sağa sola koşturuyor; kimisi de diz çökmüş, başı ellerinin arasında bekliyordu Yüreği yerinden fırlayacak gibiydi Soğuk soğuk terler döküyordu Dünyadayken kıyamet, sorgusual ve mizan hakkında çok şey duymuştu Ama mahşer meydanındaki ürperti, korku ve bekleyişin bu denli dehşet vereceğini hiç düşünmemişti Herkes sırasını bekliyor ve sırası gelen hesabını vermek üzere çağırılıyordu Bu arada onun ismini de okudular Hayretle bir sağa, bir sola baktı ’’Beni mi çağırdınız?’’ dedi dudakları titreyerek Kalabalık birden yarılmış, bir yol açılmıştı önünde iki kişi kollarına girdi Bunların mahşer meydanının görevlileri oldukları belliydi Kalabalığın arasından şaşkın bakışlarla yürüdü Merkezi bir yere gelmişlerdi Görevliler yanından uzaklaştılar Başı önündeydi Bütün hayatı, gözlerinin önünden geçiyordu ’’şükürler olsun’’ dedi, kendi kendine ve devam etti ’’Gözlerimi dünyaya açtığım evde, hep dinini en güzel şekilde yaşamaya çalışan insanları gördüm Babam ibadetlerine azami dikkat ediyor, arkadaşlarıyla dini sohbetleri kaçırmıyor, malını islam yolunda harcıyordu Annem de onun gibiydi Ben de hep onlar gibi oldum insanlara hizmete çalıştım Onlara Allah’ı anlattım Namazımı kıldım Orucumu tuttum Farz olan ne varsa yerine getirdim Haramlardan kaçındım’’Yanaklarından gözyaşı süzülürken, ’’Rabbimi seviyorum, en azından sevdiğimi zannediyorum’’ diyordu Ama bir taraftan da ’’O’nun için ne yapsam az, cenneti kazanmama yetmez Tek sığınağım Allah’ın bağışlaması ve rahmeti’’ diye düşünmeden edemiyorduHesap sürdükçe sürdü Boncuk boncuk ter döküyordu Sırılsıklam olmuştu, müthiş bir şekilde titriyordu Gözleri terazinin ibresine takılmış, neticeyi bekliyordu Sonunda hüküm verilecekti Oradan çıkarıldı Eski yerine getirildi Biraz sonra görevli melekler, mahşer meydanındaki kalabalığa döndüler önce ismi okundu Artık ayakları tutmaz olmuştu Neredeyse yığılıp kalacaktı Heyecandan gözlerini kapamış, okunacak hükme kula kesilmişti Mahşeri kalabalıktan bir uğultu yükseldi Kulakları yanlış mı duyuyordu? ismi ’’cehennemlikler’’ listesinde geçmişti Dizlerinin üstüne yığıldı şaşkınlıktan dona kalmıştı ’’Olamaaaazzzz!’’ diye bağırdı Sağa sola koşturdu ’’Ben nasıl cehennemlik olurum? Hayatım boyunca Allah yolunda hizmet eden insanlarla birlikte oldum Onlarla beraber koşturdum Hep rabbimi anlattım’’ diyorduGözleri sağanak olmuş, titrek vücudunu ıslatıyordu Görevliler, kollarından tuttular ve kalabalığı yararak onu alevleri göklere yükselen cehenneme doğru götürmeye başladılarçırpınıyordu Bir kurtuluş yok muydu? Bir yardım eden çıkmayacakmıydı? Dudaklarından kelimeler kırık dökük, yalvarmayla karışık döküldü ’’Oruçlarım Okuduğum Kur’anlar Namazım Hiçbiri beni kurtarmayacak mı?’’ diyordu Bağıra bağıra yalvarıyordu Alevlere çok yaklaşmışlardı Başını geriye çevirdi Son çırpınışlarıydı Resulullah, ’’Birinizin kapısının önünden bir nehir aksa ve o, bu nehirde her gün beş kere yıkansa, acaba üzerinde hiç kir kalır mı? işte bu, beş vakit namazın misalidir Allah onlar sayesinde bütün hataları siler’’ buuyurmamışmıydı? Bir kere daha ’’Namazlarım da mı beni kurtarmayacak?’’ diye düşündü ve ’’Namazlarım’’ diye hıçkırdı Görevliler hiç durmadılar Yürümeye devam ettiler ve sonunda onu dipsiz cehennem çukurunun başına getirdiler Alevlerin harareti yüzünü yakmıştı Son bir defa dönüp geriye baktı Artık gözleri de kurumuş, ümitleri sönmüştü Başını öne eğdi iki büklüm olmuştuKollarını sıkan parmaklar çözüldü Görevlilerden biri onu itiverdi Vücudunu birden bire boşlukta buldu Alevlere doğru düşüyordu Tam bir kaç metre düşmüştü ki bir el onu kolundan yakalayıverdi Başını kaldırıp yukarıya baktı Onu düşmekten kurtaran uzun ve beyaz sakallı bir ihtiyardı Kendisini yukarıya çekti üstündeki, başındaki tozu silkeleyerek ihtiyarın yüzüne baktı– Siz kimsiniz? – Ben senin namazlarınım – Neden bu kadar geç kaldınız? Son anda yetiştiniz Neredeyse düşüyordum ihtiyar acı acı gülümseyerek başını salladı – Sen beni hep son anda yetiştirirdin, hatırladın mı? Gözlerini açtığında yatağındaydı Kan ter içinde kalmıştı Bir iç çekti ve ’’Elhamdülillah çok şükür ki rüyaymış’’ dedi Sonra dışarıdan gelen sese kulak kabarttı Yatsı ezanı okunuyordu Bir ok gibi yerinden fırladı Abdest aldı ve hemen namazını kıldı
Haberler Yaşam Namaz İle İlgili Hadisler - Namaz Kılmanın Önemi Hakkında Hadisler Giriş Tarihi 2313 Güncelleme Tarihi 2318 İslam dini için farz olarak buyrulan namaz kılmak en önemli ibadetlerin başında yer alır. Dinin en temel direği olarak adlandırılmaktadır. Sabah, öğle ikindi, akşam ve yatsı olmak üzere günlük beş vakit namaz mevcuttur. Belirli bir yaştan sonra herkesin bu ibadeti yerine getirmesi gerekir. Hadis kaynaklarında da namaz kılmanın önemi hakkında çok önemli bilgiler yer almaktadır. Namaz le ilgili hadisler ve önemine aşağıdan ulaşabilirsiniz. İşte namaz kılmanın önemi ile ilgili hadisler… ABONE OL İslam'ın 5 şartından birisi de namazdır. Bu dine mensup herkese farz olarak buyurulmuştur. Namaz, sözlükte "dua etmek, ibadet etmek, bağışlanma dilemek, yalvarmak" anlamlarını taşır. Farsça'da ise "tâzim için eğilmek, kulluk, ibadet" anlamına gelmektedir. Kur'ân-ı Kerîm'de mutlak biçimde namaz kılınması gerektiğine yer verilmiştir. Aynı zamanda birçok hadis kaynağında da namaz kılmanın öneminden bahsedilmiştir. Namaz ile ilgili hadisler bu noktada birçok kişi tarafından araştırılmaktadır. Namaz ile ilgili hadisler ve sözlere bu başlık altında yer verdik. NAMAZ KILMAK İLE İLGİLİ HADİSLER İslam dinine inanan herkesin yapması gereken ibadetlerin en başında yer alır. Kur'an-ı Kerim'de namaz kılmanın emrine defalarca yer verilmiş, hadis kaynaklarında da ne kadar önemli olduğu çeşitli sözlerle vurgulanmıştır. Namazın kılınış şekline dair Kur'an'da ayrıntılı bilgi verilmemekle birlikte çeşitli ayetlerde kıraat kıyam ka'de kıble abdest rükû ve secde gibi namazın bazı şartlarına ve rükünlerine işaret edilmiştir. "Dinin başı İslam Kelime-i şehadet getirerek Allah'a teslim olmak, direği ise namazdır." Tirmizî, Îmân, 8; İbn Hanbel, V, 231 "Rükûları, secdeleri, abdestleri ve vakitlerine riayet ederek beş vakit namazı kılmaya devam eden ve bu beş vakit namazın Allah katından gelen bir emr-i hak olduğunu kabul eden kimse cennete girer." İbn Hanbel, IV, 266 "Kıyamet günü kulun ilk hesaba çekileceği şey namazıdır. Eğer bunu tam olarak yapmışsa ne âlâ! Ama farz namazları tamam değilse Yüce Allah, 'Kulumun nafilelerine bakın.' buyurur. Eğer nafile namazı bulunursa, 'Onunla farzları tamamlayın.' buyurur". Nesâî, Salât, 9 "Müslüman bir kimse mescitleri namaz ve zikir için kendine yer-yurt edindiğinde, Allah onun bu durumuna, gurbetten dönen kişiye ailesinin sevindiği gibi sevinir." İbn Mâce, Mesâcid, 19
Dinin direği olarak tanımlanan namazlar üçe ayrılır Farz namazlar, vacip namazlar ve nafile namazlar. Namazla İlgili AyetlerEn'am Suresi 72. AyetNamazı dosdoğru kılın ve Allah'tan korkun. Bakara Suresi 239. Ayet Şayet korkarsanız, yürürken ve deve üstündeyken namaz kılın. Korkunuz geçtiğinde de Allah'ı, size öğrettiği gibi zikretmeye devam edin. Nisa Suresi 142. Ayet Münafıklar Allah'ı kandırdıklarını zanneder. Oysaki asıl aldanan onlardır. Üstelik onlar namaza gönülsüzce kalkar ve ağırdan alırlar. Sadece gösteriş yapmak için namaz kılarlar ve Allah'ı çok az zikrederler. Maide Suresi 58. Ayet Onları namaza çağırdığınızda sizinle alay ederler. Çünkü onlar aklını kullanmayan bir topluluktur. Enam Suresi 162. Ayet De ki Benim namazım, ibadetlerim, yaşamım ve ölümüm sadece ve sadece alemlerin Rabbi olan Allah'adır. Taha Suresi 132. AyetAilene ve ümmetine namazı emret. Bunda kararlı ol. Biz senden rızk istemiyoruz. Sana rızk veren biziz. Sorumluluk takva ehlinindir. Namazın Önemini Anlatan Hadisler Nelerdir? 1- Bana dünyanızdan üç şey sevdirildi Misk koku, kadın ve gözümün nuru namaz. 2- Cehennem ateşi, güneş doğmadan ve batmadan önce namaz kılanlara dokunmayacaktır. 3- Namaz tüm günahları def eden bir nurdur. 4- Sabah namazını kılanlar Allah'ın koruması altındadır. 5- Cennet kapılarının anahtarı namaz, namazın anahtarı ise abdesttir. 6- Allah, namaz esnasında edilen duaların hepsini kabul eder. 7- Namaz, kıyamet gününde birçok kişi için kurtuluş vesilesi olacaktır. Farz Olan Namazlar Hangileridir? Beş vakit namaz, ergenlik çağına gelmiş her Müslüman için farzdır. 1- Sabah Namazı 2 rekat farz, 2 rekat sünnet 2- Öğle Namazı 4 rekat ilk sünnet, 2 rekat farz ve 2 rekat ikinci sünnet 3- İkindi Namazı 4 rekat farz, 4 rekat sünnet 4- Akşam Namazı 3 rekat farz ve 2 rekat sünnet 5- Yatsı Namazı 4 rekat farz ve 4 rekat sünnet Cuma namazı farz, Cenaze namazı ise farz-ı kifayedir. Vacip ve Nafile Namazları Nelerdir? Vacip namazlar 1- Bayram namazı 2 rekat 2- Vitir namazı 3 rekat Nafile Namazları 1- Teravih namazı 20 rekat 2- Kuşluk namazı 4 ya da 8 rekat kılınabilir.
Peygamberimizin cömertliği nasıldı? Peygamberimizin dünya ve ahiret terazisi nasıl idi? Tüm Müslümanlar için en kıymetli örnek olan Peygamberimiz'den günümüz Müslümanları için kıymetli dersler...O’nun, cömertlik ve kerem hususundaki derecesini lâyıkıyla takdir edebilmek mümkün değildir. O’nun cömertliği, fakirlikten korkmayan bir kimsenin ikram edişinden daha ileri seviyede idi. Hazret-i Câbir -radıyallâhu anh-’ın beyânına göre “Kendisinden bir şey istendiğinde, hayır» dediği vâkî değildi.” Müslim, Fedâil, 56 Uhud Dağı Kadar Altınım Olsa… Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, sadece kendilerine mahsus bir fazîlet olmak üzere, dünyalık nâmına bir şey saklamaz, elinde ne varsa onu Allah yolunda harcardı. Sahâbeden Ebû Zer -radıyallâhu anh- nakleder Hazret-i Peygamber’le Medîne kenarında bir taşlık arâzide yürüyorduk. Karşımıza Uhud Dağı çıktı. Hazret-i Peygamber bana “–Yâ Ebâ Zer!” dedi. Ben de “–Buyur yâ Rasûlâllah!” dedim. Buyurdu ki “–Yanımda şu Uhud Dağı kadar altın olsa, bu beni sevindirmez. Bir borcu ödemek için ayırdığım hâriç, yanımda bir dinar bulunduğu hâlde üç gün geçmesini istemem.” Müslim, Zekât, 32; Buhârî, İstikrâz, 3 Hiçbir Şey Veremezsen… Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-ʼin yanına garipler, yalnızlar, kimsesizler gelir, kendilerine verilecek bir şeyler veya bir sadaka beklerlerdi. Bâzen Efendimizʼin elinde verecek hiçbir şey olmazdı. Zaten çok zaman kendisi de aç olarak gezerdi. Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, elinde verecek bir şey olmadığında yoksulların o isteklerine karşı utanır, bir şey veremediği için yüzünü belli etmeden yavaşça yan tarafa çevirirdi. Bunun için Cenâb-ı Hak îkaz etti “Eğer Rabbinden umduğun beklemek durumunda olduğun bir rahmet için onların yüzlerine bakamıyorsan, hiç olmazsa kendilerine gönül alıcı bir söz قَوْلًا مَيْسُورًا söyle.” el-İsrâ, 28 Dünyaya Hiç İltifat Etmedi Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz kısa zamanda dünyada hiçbir kralın ulaşamayacağı derecede imkânlara kavuştuğu, insanlara ideal bir rehber olarak kalplerini fethettiği hâlde, ayaklarının altına serilen bu büyük dünya nîmetlerinin hiçbirine iltifat etmedi. Eski mütevâzı yaşayışına devam etti. Önceki gibi, kerpiçten yapılmış odasında sâde ve zâhidâne bir hayat yaşadı. Hurma yaprağıyla doldurulmuş bir şilte üzerinde uyudu. Basit elbiseler giydi. En zayıf insanın hayat tarzının bile altında yaşadı. Bâzen de yiyecek hiçbir şey bulamadığı hâlde, Rabbine şükredip açlığını bastırmak için karnına taş bağladı. Hazret-i Âişe -radıyallâhu anhâ- vâlidemiz buyurur “Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in âile efrâdı, Medîne’ye geldiği günden vefât ettiği âna kadar, üç gün arka arkaya buğday ekmeğiyle karnını doyurmadı.” Müslim, Zühd, 20 Esas Hayat, Âhiret Hayatıdır Bir gün Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-, Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in hâne-i saâdetlerine gelmişti. Odanın içine şöyle bir göz gezdirdi. Her taraf bomboştu. Evin içinde hurma yapraklarından örülmüş bir hasır vardı. Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- onun üzerine yaslanmıştı. Kuru hasır, Peygamber Efendimiz’in mübârek teninde izler bırakmıştı. Bir köşede bir ölçek kadar arpa unu vardı. Onun yanında da çivide asılı eski bir su kırbası duruyordu. İşte hepsi bu kadar!.. Arabistan Yarımadası’nın Fahr-i Kâinât Efendimiz’e boyun eğdiği bir günde O’nun dünyaya âit mal varlığı bunlardan ibâretti. Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh- bunları görünce duygulandı, kendini tutamadı, gözleri dolu dolu oldu ve ağladı. Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- “–Niçin ağlıyorsun ey Ömer?” diye sordu. O da “–Niçin ağlamayayım yâ Rasûlâllah! Kayser ve Kisrâ dünya nîmetleri içinde yüzüyor! Allâh’ın Rasûlü ise kuru hasır üzerinde yaşıyor!..” dedi. Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Hazret-i Ömer’in mahzun gönlünü tesellî etti ve “–Ağlama ey Ömer! Dünyanın -bütün nîmet ve zevkleriyle- onların, âhiretin de bizim olmasını istemez misin?!.” buyurdu. Ahmed, II, 298; Taberânî, el-Mucemü’l-Kebîr, X, 162 Kaynak Üsve-i Hasene, Erkam Yayınları İslam ve İhsan
Namazın önemi nedir diye sorulsa kısaca imandan sonra gelen en büyük hakikattir diyebiliriz. Bu nedenle ayet bize namaz dinin direğidir demiştir. Namazın önemi dediğimiz zaman hepimiz için bir anlamı var. Zira açık bir şekilde Kuran’da farz kılınmış ve bütün ibadetlerin özüdür. Yani yaratılmış tüm mahlukatın yaptığı ibadetlerden bir numunesi namaz ibadetinin içinde bulunmaktadır. Farsça bir kelime olan namaz Kur’an’da “salat” kelimesi ile ifade edilmiştir. Salat dua anlamına gelmektedir ki namaz ibadetindeki rükünler aynı zamanda fiilî ve sözlü bir dua niteliğindedir. Başka bir ifade ile Hz. Peygamberin sav yaptığı şekilde kalbimizle, dilimizle ve bedenimizle birlikte yaptığımız külli bir ibadet şeklidir. Yüce Allah ilk insan ve peygamber olan Hz. Adem itibaren gelen bütün insanları “namaz” ibadeti ile sorumlu tutarak namaz kılmalarını emretmiştir. Namaz İslam dininin temel şartlarından biri olmuştur. Namazın Önemi Nedir? Bir mümin imanı muhafaza noktasında çalışmak, manevi hayatını kamil noktaya ulaştırmak, dünya ve ahiret saadetini elde etmek ve huzurlu yaşayabilmek için Yüce Allah’la irtibat kurmak ve bu irtibatı devam ettirmeye muhtaçtır. Zira insan Allah’ı bilmek ve ona ibadet etmekle tam bir huzura ulaşabilir. Yoksa manevi gıda hükmünde olan namaz ve ibadetler olmaz ise ruhunda daima bir sıkıntı duyar. Bakınız fiziki vücudumuzun devamı ve sağlıklı bir şekilde olması için nasıl yeme, içme uyuma gibi bir takım biyolojik ihtiyaçları gidermek zorunluluğumuz var ise ruhumuzun canlılığını, diriliğini ve onda bulunan hislerimizin beslenmesi içinde ibadet etmek zorunluluğumuz vardır ki en büyük ibadet namazdır. Evet namaz dinin direğidir bu ifade bile namazın önemi için yeterlidir. Biz Müslümanların Allah ile irtibatını sürekli ve canlı tutan namazdır. Her gün beş vakit onun huzuruna çıkarak isteklerimizi arz ederiz. Bize bir dayanak noktası olur. Bu noktada namazda gevşeklik göstermemek gerekir. Ayrıca namazın önemi ile ilgili şu hadisi şerif gayet önemlidir. Evet namaz kıyamet günü kulun hesaba çekileceği ilk amel olup Efendimiz ’in sav bu hakikati şöyle ifade eder. “Kıyamet günü kulun hesaba çekileceği ilk amel, namazdır. Şayet mümin namazlarını Allah’ın dilediği şekilde eda etmiş ise, felâha erer ve arzusuna ulaşır. Şayet namazlarını eda etmemiş veya gafletle kılmışsa, kaybeder ve hüsrana uğrayanlardan olur. Eğer farzlarından bir şey eksik olursa, Aziz ve Celil olan Rabbimiz kulumun nafile namazları var mı, bakınız? buyurur. Farzların eksiği nafilelerle tamamlanır. Sonra kul diğer amellerinden de bu minval üzere hesaba çekilir.” Tirmizi Salât, 188/413 Namazın Önemi İle İlgili Ayetler Kuranda yaklaşık 100 yerde namaz ile ilgili ifadeler ve emirler bulunmaktadır ki namazın önemini gösterir. Numune olarak aşağıda dört ayet veriyoruz. Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım dileyin. Şüphe yok ki Allah sabredenlerle beraberdir. Bakara 153 Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım dileyin. Muhakkak namaz, Allah’a derinden saygı duyanlardan başkasına ağır gelir. Bakara 45 Ancak, namaz kılanlar başka. Onlar, namazlarına devam eden kimselerdir. Mearic 22-23 Onlar namazı dosdoğru kılan, kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayan kimselerdir. İşte onlar gerçekten müminlerdir. Onlara, Rableri katında yüksek mertebeler, bağışlanma ve cömertçe verilmiş rızık vardır. Enfal 3-4 Namazın Faydaları Namaz kılan birisi maddî ve manevî kirlerden arındırır yani namaz insanı temizler. Namaz kılan Rabbi ile ve meleklerle beraberdir. Namaz müminlerin kusurlarına kefaret olur ve Allah’ın mağfiretine vesile olur. Namaz cennetin anahtarı hükmündedir. Namaz kalbin gıdası, Ruhun abı hayatı ve teneffüsüdür. Allah’a tam bir şükretmeyi içerisinde barındırır. İnsanın psikolojisini ve moralini arttırır hem sağlık ve afiyete vesiledir. İnsanı kötülüklerden alıkoyar ve nefsin enaniyetini kırar kul olduğunu hatırlatır. Dünya ve ahiret saadetine vesiledir. Namaz bizler için bir maç hükmündedir Namaz, dünyada bize manevi bir kuvvet, kabirde gıda ve ışık, mahşerde kurtuluş senedi, sırat köprüsünde ise burak olup yardım eder. Bütün bunlar namazın önemini göstermekte ve bize şevk vermektedir. Namazın faydaları ile ilgili kısa bir video izleyelim. Namaz İle İlgili Bilgiler Ömrümüzün ebedi olmadığını bilmeli ve orada bize fayda verecek olan namazda devam etmeliyiz. Aslında bize usanç veren sanki uzun zamanlar namaz kılınacak hissidir. Bu hisse karşılık olarak 1 dk sonrasına kimin garantisi var ki gelmemiş zamanların sıkıntısını çekelim belki kıldığımız namaz son namazımız. Hem bu ibadet neticesiz mi ki yada elde ettiğimiz kazanç az mı ki usanç gösterelim. Evet ebedi saadetin anahtarı hükmünde olan ve cenneti kazandıran namaz için değil usanmak gayret ile çalışmak iktiza eder. Birisi gelip bize dese ki sana şu kadar çok para akşama kadar çalış. Bu fazla para için elimizden geleni yaparız. Bu adam yalan söylemesi ve vermemesi muhtemel iken itimatla çalışırız. Ama Yüce Allah’ın haşa yalan söylemesi ve vadinden dönmesi ihtimali var mıdır? Asla olamaz o halde o vaadin karşılığı olanı kazanmak için namaz kılalım. Hem namaz ile sair çalışmalarımız ibadet hükmüne geçtiğine dair rivayetler vardır. Namaz olmadan çalışmak ibadet demek doğru bir yaklaşım olmaz. Bu ifadeler ancak namaz ve güzel bir niyet ile mümkün olabilir. Bu konuda Risale-i Nur sözler kitabında 4. ve 9 sözleri okumanızı tavsiye ederim. Yüce Mevla’dan istikametle namazın önemini bilenlerden ve kılanlardan olmayı temenni ediyoruz vesselam.
namazın önemi ile ilgili kısa hikayeler